21 Kasım 2005 Pazartesi

Terörizmi Bitirmenin Reçetesi



Terörizmi Bitirmenin Reçetesi,
Gerçekçi Bir Proje



1. ve 2. dalgadan sonra 3. dalganın hazırlıklarını yapan, Kuzey Irak’ta kurulacak oluşumu Türkiye’ye transfer etmek isteyecek olan grupların “bölücü isyanın provaları” niteliğindeki illegal gösterilerinin bitirilmesi ile ilgili özet tavsiye planı aşağıdadır.

Şu an yapılması gereken hem terörizm ile hem de teröristler ile sıkı bir mücadele içine girmektir. Bu yalnızca bir kurumun ya da bir bakanlığın sorumluluğuna bırakılamayacak kadar ciddi bir meseledir. Bunun için, bir çok kurum ve bakanlığın aynı kararlılıkla ve aynı ciddiyetle eşgüdüm içinde hareket etmesi gerekmektedir.


Yapılması gerekenler;
TBMM : En kısa sürede TBMM, yeni Terörle Mücadele Kanunu çıkarmalıdır. Bu kanun hem teröristlere hem de terörizme açık ya da örtülü bir biçimde yardım ve yataklık edenlere, destekte bulunanlara, halk nezdinde meşruiyet yaratmaya çalışanlara… sert güvenlik tedbirlerini veya ağır hürriyeti bağlayıcı cezaları öngörmelidir. 6 ayı geçkin bir süreden beri çıkarılamayan yasaya, referans olarak İngiltere Terörle Mücadele Kanunu’nun kısım: 8/1, 9, 10, 11, 18 u alınabilir. Terörizme ve teröristlere ve onların destekçilerine müsamaha göstermeyen ve sert tedbirler öngören yeni TMK’nın çıkarılması ilk başta yapılması gereken ve hayati husustur.

Adalet Bakanlığı : Kapasitesini misli misli aşmış olan ceza ve tutuk evlerinin ıslah edici hiçbir rolü bulunmamaktadır. Cezaevine giren örgüt üyesi “örgütten” kopmamakta hatta teorik bazda yetiştirilmekte, mücadelesinin sözde haklılığına daha çok inanmakta, çıkacağı günü sabırsızlıkla beklemeye başlamaktadır. Dışarıdan koğuşlara, örgütle ilgili ve çoğu da uydurmaca olan psikolojik anlamda beyin yıkayıcı bilgiler/haberler gelmekte; hükümlü örgüt üyeleri ıslah edilmekten çok psikolojik ve teorik alanda yetiştirmektedir. Hem de TC’nin resmi binasında, devletin verdiği aşı yiyerek, devletin verdiği olanaklardan yararlanarak. Yapılması gereken ise; Adalet Bakanlığı kesinlikle mali ve ekonomik tedbirler sıkıntısına düşmeden en az 5 tane “F Tipi” cezaevleri inşa ettirmelidir. Eski hapishanelerden bir kısım hükümlü buraya nakledilerek, eski hapishanenin yoğunluğu azaltılmış olur. Çağdaş F tipi sistem içerisinde kalacak hükümlü hem sosyal yaşantısını sürdürürken, hem de diğer örgüt üyeleriyle birlikte kalmayacağı için yaptıklarını sorgulama ve yaşamı en baştan düşünme imkânına kavuşur. Psikolojik bazda beyni yıkanmayacağı ve sürekli bir baskı altında kalmayacağı içinde, hükümlülerin topluma kazandırılması ve örgütten koparılması çalışmaları başarıya ulaşır.

TSK : Polisin görev alanı dışındaki tüm yerlerde güveliği ve asayişi sağlamakla sorumlu jandarmaya ve diğer yetkili silahlı kuvvetler birimlerine casus uçaklar ve diğer teknoloji yoğun teçhizatlar “bütçe” sınırlamasına takılmadan derhal alınmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerin plan ve projelerine, siyasi makamlar (yetkili ve sorumlu) minimum düzeyde müdahale etmelidir; teknik bilgi gerektiren askeri konulara karışmamak, askeri daha etkin kılmak anlamına gelir ki, bu da terörle mücadelenin en başarılı bir biçimde yürütülmesine vesile olur. Ayrıca Askerin, çıkarılması gereken yeni terörle mücadele kanunu ile ilgili ve istihbari konular ile ilgili görüşleri göz ardı edilmemelidir.

İçişleri Bakanlığı, EGM : Polis, toplumsal olaylarda ve illegal gösteri ve yürüyüşlerde, kontrolün kaybedilmeye başlanacağı sıralarda ya da kontrolün tam kaybedildiği anda daha önceki yazımda belirttiğim üzere, plastik mermi kullanmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 27/07/1998 “Güler Türkiye’ye karşı davası”nın nihai kararında da belirttiği üzere “madde 2 uyarınca bu tür şiddet gösterilerine karşı devletin güç kullanma yetkisi vardır”, (plastik mermi kullanılmadığı kastedilerek) “…güvenlik güçlerinde böyle bir malzeme olmaması kabul edilebilir bir şey değil” diyor. Uluslarüstü kuruluş AİHM dahi bu uygulamaya cevaz vermiştir. ABD, İsrail, Fransa, Almanya, İngiltere… ve bir çok güvenlik modernizasyonu bakımından ileri birçok ülke plastik mermi kullanmaktadır. Plastik mermi öldürücü değildir. Ancak plastik mermi isabetinde şahsı yaraladığı için, kişi tarafından korkuyla karşılanmaktadır. Anons ile uyarı, Panzer, copla müdahale, CS gazı kullanma (biber gazı) havaya ateş açma, gibi uygulamaların etkisiz kaldığı durumlarda, plastik mermi kullanımı hem ölçülülük ilkesine uygun düşmektedir, hem uluslararası ve uluslarüstü kuruluşlar bu tedbiri uygun görmektedir hem de uygulama etkin sonuç vermektedir. İkinci bir husus, olayların cereyan ettiği bölgelere personel takviyesi yapılalı; bu hassas bölgelerde çalışan personelin taşıdığı teçhizatlar daha kullanışlı düzeye getirilmelidir (Kırıkkale tabanca yerine daha sağlam ve daha etkili yeni bir tabanca markası verilmelidir bölgede çalışan polise). Aksi takdirde kendi can güvenliğini sağlayamayan bir polisin, bölgenin can ve kamu güvenliğini sağlayabilmesi düşünülemez.

İçişleri Bakanlığı : Bir süredir tansiyonun yüksek tutulmaya çalışıldığı bölgelerimizde, bölgelerdeki belediye başkanlarının bu hizmete nasıl destek verdiği herkesin bildiği bir durum. Terörizme ve teröriste siyasi destek veren; ölü teröristler üstünden siyaset (buna “terörizm destekçiliği” dersem daha yerinde olur) yapan Belediye Başkanları’na kanunun öngördüğü bütün yaptırımlar uygulanmalıdır. Daha somut bir ifadeyle, aşağıda yalnızca birkaç temel madde ile örneklendirdiğim (daha başka bir çok kanunda bu ihlaller ile ilgili hükümler var) hukuki mevzuat uygulanarak bu Belediye Başkanları’nın, Başkanlık görevlerine İçişleri Bakanlığı’nca son verilmeli, aynı zamanda da tüm kovuşturma, soruşturma ve yargılamalara başlanmalıdır.

·         TC Anayasası m14/1 “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz”.
·         Türk Ceza Kanunu (TCK) m.215 “İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.
·         TCK m.220/8 “Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”


Maliye Bakanlığı ve EGM : Emniyet Genel Müdürlüğü ve Maliye Bakanlığı-MASAK yeni bir ortak birim kurarak, terörün iç ve dış finansmanını ve para kaynaklarını kurutmak için, çok yoğun bir çalışma başlatmalı; şüphelendiği tüm hesapları dondurma, terörle doğrudan yada dolaylı olarak ilişkilendiği tüm finans kaynaklarına el koyma hakkını kullanmalıdır.

Sonuç Olarak: Yurt dışından girişi TSK’ nın yeni teçhizat ve uygulamalarıyla engellenen bölücü örgüt, eleman bakımından yurt içinde sıkışacaktır. Yurt içinden eleman arayışına giden örgüt, yeni mevzuatla, getirilen ağır hapis cezaları neticesinde istediği desteği bulamayacaktır. Belediye Başkanları ile güç gösterisi yapmaya ve kendine halk nezdinde meşruiyet yaratmaya çalışan örgüt, terör destekçisi Belediye Başkanları’nın görevlerinden alınmaları ve tutuklu yargılanmaları neticesinde psikolojik savaşında büyük bir darbe alacaktır. İsyan benzeri sokak gösterilerinde ise, polisin yeni teçhizatlarla müdahale etmesi, sokak gösterilerine katılımı hissedilir oranda düşürecektir. Artık cenaze törenlerinde getirilen ağır cezalar yada güvenlik tedbirleri neticesinde yasadışı bayrak ve poster açamayacak terör destekçileri, psikolojik savaşta yenildiklerini anlamaya başlayacaktır. Terörizmle ilgili ilişkisinden dolayı ağır cezalar yiyerek Cezaevine girecek olan hükümlü, burada vicdanını ve yaptıklarını değerlendirecek ve büyük ihtimalle örgütten kopacaktır. Örgütün neredeyse tüm para kaynaklarının kurutulması, örgütün kazanılacak yeni elemanlara para vaadinde bulunmasının önüne mecburi bir engel gibi dikilecektir. Maddi açıdan kurutulmuş ve bu yukarıda belirttiğim önlemlere maruz kalmış bir terörizm hareketi son çırpınışlarını etkisizce gösterecek ve Terörizmin başı ezilecek, Terör bitecektir.

İstikrara kavuşmuş bir Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerimize, yerli ve yabancı girişimcilerin yapacakları özel yatırımlarla (bu bölgeye kurulacak fabrikalardan, Arap Dünyasına ve Orta Asya Türk Dünyası’na ve Slav Bölgesine ihracat yapılabilir) ve gerekse de devletimizin uygulayacağı sosyal ve ekonomik önlem ve yatırımlarla bölge halkı her açıdan kalkınacak, uzun vadede de terörizme ve teröre itibar etmeyen, ekonomik açıdan özgür, devleti ve milletiyle barışık, Türkiye’ye her açıdan entegre olmuş bir müreffeh bölge oluşacaktır.


TEVFiK BiR / 21.Kasım.2005


13 Kasım 2005 Pazar

Bölücü ve Yıkıcı Gösterileri Bertaraf Meselesi



Bölücü ve Yıkıcı Gösterileri Bertaraf Meselesi


Yaklaşık her gün televizyonlarda gördüğümüz, görmesek de yaşandığını bildiğimiz; apo ve terör örgütleri lehine slogan atan, polise ve halka zarar veren isyancılar / bölücüler nasıl bertaraf edilebilir?

Bu konu Polis'in teçhizatları ile çok alakalı. Şu an polislerimiz önce anons ile gösterinin sonlandırılmasını talep etmekte, daha sonra panzerlerle su sıkmakta, gaz bombaları atmakta, havaya ateş açmaktadır. Ancak göstericiler genellikle polisten aksi istikamete koştukları için ve polis arkadan geldiği için; polisin attığı gaz bombaları daha çok polisi ve yoldan geçen vatandaşı etkilemektedir. Havaya ateş açma ise gürültüden başka pek bir şey yapmamaktadır. Çünkü bilhassa güneydoğuda eylemden eyleme koşan kişiler artık polisin havaya ateş açmasını kanıksamış durumdalar. Gaz bombalarından kurtulmanın yolunu biliyorlar. Koşarak coplardan kaçmaktalar.

Göstericiyi dağıtmanın en hızlı, en az zararlı, en etkili ve en güvenli yolu ise, polisiye anlamda ileri ülkelerdeki gibi yani ABD, İsrail ve çoğu AB ülkesi gibi göstericiye ATEŞ AÇMAKTA. Tabi ateş açmak dediysem gerçek mermi demiyorum.

Bu saydığım ülkelerde demin saydığım yollar izlenir, ölçülülük ilkesi gereği; ancak işlerin çığırından çıkmaya başlayacağı ya da başladığı noktada polis göstericilerin üzerine plastik mermilerle ateş açmaktadır. Plastik mermi bir insanı öldürmez, sadece yaralar. Bu nedenle göstericiler bu yöntemden korkmaktadırlar. Polisin plastik mermi kullanacağını anlayınca hemen dağılırla. İşte bizim çağdaş polisimiz henüz bu alanda çağdaşlaşamamıştır. EGM'nin tez bir biçimde ihale açıp, plastik mermi alması ve bu mermileri tüm çevik kuvvet ekiplerine, tüm merkezlere bilhassa da Güneydoğu, Doğu bölgelerine göndermesi gerekmektedir.

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarına bakarsak (İHAM/AİHM); Güler Türkiye'ye karşı davasında (27,07,1998) çıkan kararda, ..."m.2 uyarınca bu tür şiddet gösterilerine karşı devletin güç kullanma yetkisi vardır," der. "Ancak çok güçlü silahlar kullanılmıştır" (jandarmanın gerçek mermilerle göstericiyi vurması iddiasını kastediyor). "Biber gazı, plastik mermi, su kullanılabilirdi." "Ve", diyor İHAM, "Güvenlik güçlerinde böyle bir malzeme olmaması (plastik mermi kastedilen) kabul edilebilir bir şey değil." Davada hükümetin iddiası farklı (jandarma havaya ateş açmıştı diyor), mahkeme haklıdır / haksızdır bilemeyeceğim ama İHAM her zamanki gibi Türkiye'ye karşı dava açan kişiyi haklı buluyor. Bu ayrı mesele. Ama bakın çağdaş güvenlik teçhizatı olan ve bu denlide etkili olan PLASTİK MERMİ'yi ülkemizde kullanmıyoruz. Sene 1998, sene şimdi olmuş 2005. 7 yıldır hala gerekli teçhizatı edinmemişiz.

Plastik mermi meselesi ufak bir detay değil, bu tarz gösterilerle mücadele etmenin ve gösterileri bastırabilmenin en önemli unsuru. Eğer bir devlet gösteri ve gösterileri bastırıp, bertaraf edemiyorsa, orada devletin etkinliği de kalmaz. Bakınız Fransa.

Bugün gene Diyarbakır'da binler pkk lehine slogan attı. Polisimiz müdahale etmek istemiyor, çünkü mevcut koşullarda gösterileri her zaman HIZLI bir biçimde bastıramıyor. Ama bir plastik mermi bütün meseleleri çözer. Hükümetin çok sevdiği İHAM/AİHM de bu yönde uyarmış bizi. Daha ne duruyoruz.


TEVFiK BiR / 13.Kasım.2005


Telif Bilgisi

© 2009-2017 tevfikbir.com , tevfikbir.blogspot.com. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeksizin alıntı yapılamaz.

" Tevfik BİR - www.tevfikbir.com " biçiminde kaynak gösterilerek makalelerden alıntı yapılabilir.