26 Temmuz 2011 Salı

Dolar Bir Yatırım Değil Soygun Aracıdır


Dolar Bir Yatırım Değil Soygun Aracıdır


Türkiye'deki bankalarda bireysel dolar hesaplarında 100 Milyar USD'ı (Amerikan Doları) aşkın para var. Bir de tabi yastık altı olarak tabir edilen, vatandaşın bankalara yatırmadığı evinde sakladığı dolarları var.

Doları yatırım aracı olarak görme, geçmişten gelen bir alışkanlık. Döviz yasağının kalktığı ve devalüasyonların birbirini izlediği '80 sonrası dönemin alışkanlığı. Dolar o dönem adeta enflasyona karşı bir kalkan konumundaydı. Peki bugün dolar almak doğru bir tercih midir yoksa yanlış bir tercih mi? Dolar bir yatırım aracı mıdır yoksa batırım aracı mı, gelin bu sorunun yanıtını birlikte arayalım.

* * *

100 milyar dolara sahiplik yapan döviz hesaplarının büyük çoğunluğu 2001 yılında, o tarihte yaşanan devalüasyon sonrasında açılmıştı. Yani vatandaşın 100 milyar dolarının büyük kısmı son devalüasyondan sonra alınmış dolarlardır (2001 yılının ikinci yarısında), müşterilerin hesaplarında bu para yaklaşık 10 yıldır atıl vaziyette durmaktadır.

Aradan geçen dokuz on yılda doların durumu ne olmuştur, yatırımcısına ne kazandırmıştır buna bakalım. Düz hesap olsun, hesap başlangıç tarihini Ocak.2002 olarak alalım.

Ocak.2002 tarihinde 1 USD = 1.40 TL 'dir.
Temmuz.2011 tarihinde 1 USD = 1.70 TL 'dir.

Yani geçen 9 yılda dolardaki artış %21 olmuştur.


Ocak.2002 tarihinde İMKB100 endeksi 15.000 puan düzeyindedir.
Temmuz.2011 tarihinde İMKB100 endeksi 60.000 puan düzeyindedir.

Yani geçen 9 yılda borsadaki ortalama artış % 400 olmuştur.

İMKB100 ortalaması değil de, hisse bazında (banka hisseleri, enerji hisseleri, gıda hisseleri yada ASELS) bakarsak, 2002-2011 arasındaki fark 10 katı (%1000'i) aşmaktadır (temettüler dışında).

Ocak.2002-Temmuz.2011 arasında bankaya TL mevduat hesabına yatırılan bir para bile %100'dan daha fazla mevduat faizi almıştır.

* * *

Sonuç kendisini göstermektedir. Vatandaşların banka hesaplarında duran 100 Milyar Doları aşkın para geçen 10 yılda enflasyon karşısında şiddetli biçimde erimiş, kendisini enflasyona karşı ancak %20 düzeyinde koruyabilmiştir, buna korumak denirse.

Aynı dönemde parasını bankaya yatıran kişi, yaklaşık olarak enflasyon oranında mevduat faizi kazanmışken, parasını borsadaki sıradan bir şirkete yatıran kişi ortalama olarak parasını 4'e katlamış, borsadaki güçlü bir şirkete yatıran kişi ise parasını yaklaşık olarak 10'a katlamıştır.

Hesaplarda yatan her bir dolar, ABD'nin karşılıklsız olarak bastığı paraya katılan değerdir. ABD, 100 Dolarlık (USD) banknotu basmak için maliyet açısından yalnızca 3-5 cent harcamakta ancak bunu 100 dolar olarak satmaktadır. Karşılığı olmayan bu parayı Türkler satın almaktadır.

Türkler, birikimlerini (tasarruflarını) kendi milli parası olan Türk Lirası ile yapmamakta, ABD'nin bastığı bu paraları alarak, sanki ikinci milli paralarıymış gibi (dolarizasyon), ABD'ye 100 milyar dolarlık satın alım gücü vermektedir. Bu süreçte dövizde duran Türklerin parası enflasyon karşısında erimekte, ABD ise Türkler sayesinde havadan 100 milyar USD kazanmaktadır.

ABD, yalnızca matbaalarını çalıştırmakta, bu parayı basmaktadır. Dünyadaki ülkelerin bu parayı tutması, ABD'nin bastığı paraya karşılık bulmasını sağlamıştır. Aksi halde ABD dolar basamaz, basarsa da bu ABD'de enflasyonist etki yaratırdı. Ancak bugün dilediği gibi dolar basabilmektedir. Çünkü parası herhangi bir ticari ilişkiye maruz kalmadan dış ülke toplumlarınca tutulabilmektedir. Bu para, aslında karşılıksızdır, çünkü Türklerin milli parası değildir. ABD, her bir dolar karşılığında değerince altın bulundurma (dolar karşılığı altın) uygulamasını da onlarca yıl önce bırakmıştır.

Bu elbet, küresel alanda ve dolarla ticaret yapan şirketlerin dolar tutmaması gerektiği anlamına gelmemektedir. Biz, bireylerin, toplumdaki sade vatandaşların dolar bulundurmasını eleştirmekteyiz.

Dünyada toplam 230 civarı devlet mevcuttur. Türkiye'de bireylerin bankalarda toplam 100 milyar doları var dedik. Dünyadaki bu 230 ülkeden yalnızca 100 tanesinin toplumu, bankalarında Türkiye toplumu kadar dolar tutsa, bunun toplamı 10 Trilyon USD ediyor.


100 Milyar Doların Gücü

ABD, 2008 yılında yaşadığı krizi aşmak için toplamda iki defa 750 Milyar Dolarlık kurtarma paketi açıkladı, bir üçüncüsünü hayata geçirmek konusunda ise çok temkinli duruyor, endişeli.

Bugün ABD'de, borçlanma tavanının 1 trilyon dolar daha artırılması ve ABD'nin temerrütten kurtarılması için ABD Başkanı Obama, Kongre yetkilileri ve Temsilciler Meclisi yoğun tartışma ve görüşme içinde.

22.Temmuz.2011 tarihi itibariyle İMKB'nin %62'lik payı yabancı yatırımcının elinde ve bunun parasal değeri 57 Milyar Dolardır.

Sanırım bu verilerle dünya geneli 10 Trilyon Doların yada yalnızca Türkiye'deki 100 Milyar Doların önemi anlaşılabilmiştir. Bu paranın yalnızca yarısıyla, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) %100 Türkleştirilebilir. 100 Milyar Dolar aslında bu kadar büyük ve güçlü bir paradır.

Dolar tutmak, hem ABD'nin gücüne güç katmaktır, ABD'ye karşılıksız verilmiş para gibidir hem de yatırımcısına zarar ettiren bir yatırım enstrümanıdır.


Kıssadan Hisse: Birikimlerinizi ister TL mevduat hesaplarında, ister bankaların sunduğu çeşitli A tipi ve B tipi fonlarda, isterseniz İMKB'de değerlerlendirin, isterseniz bir miktar da altın alın, yatırım yapın ancak paranızı dövize yatırım yapmayın! Çünkü döviz, uzun vadede para kaybettiren bir paradır; stratejik açıdan da ABD'nin ekmeğine yağ sürerken Türkiye'ye çelme takan konumdadır..!


 
TEVFiK BiR / 26.Temmuz.2011

 

Telif Bilgisi

© 2009-2017 tevfikbir.com , tevfikbir.blogspot.com. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeksizin alıntı yapılamaz.

" Tevfik BİR - www.tevfikbir.com " biçiminde kaynak gösterilerek makalelerden alıntı yapılabilir.