ZİNA
“SORGUSUZCA
BAŞINA BUYRUK DOĞRULARINI SAVUNUYORSUN,
YANLIŞ
FİKİRLERDEN YANLIŞ BİR SEN YARATIYORSUN!”
Artık
bu konuyu işlemenin vakti gelmiştir, bölüm bölüm anlatacağız,
başlıyoruz. Konumuz ZİNA yani güncel deyişle gayrımeşru
ilişki/seks.
Allah
ile aldatanlara karşı, Allah'ın en büyük günahlar içerisinde
saydığı, Kur'an'da açık bir dille yasakladığı ve cezasını
da bildirdiği zinayı yazmamız gerekiyor. Zina eden kişiye yani
zaniye Allah nasıl bakıyor, Kur'an'da ne yazıyor, İslam ne diyor,
milletimiz bunu bilsin. Bir kişi namaz kılsın oruç tutsun içki
içmesin ama zina etsin, bu nasıl oluyor, bu haldeki kişi ne
haldedir, bunu yazacağız. Konumuz özele değil genele hitap
ediyor.
Hukuki
ve sosyolojik anlamda/tanımla baktığımızda, aralarında evlilik
bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişkiye zina deniyor.
Ama halk arasında daha çok evli taraflardan birinin diğerini
aldatması olarak anılıyor. Diğer eşin rızası olsa da olmasa da
bu zina oluyor. Eşin rızası yoksa burada zina ve
aldatma-ihanet-yalan oluyor, zina yanında başka günahları da
taşıyor.
İslam
açısından ise zina, evlilik dışında kalan tüm cinsel
ilişkileri (iki bekâr kişi, bir evli bir bekâr kişi, iki farklı
evli kişi yada eşcinsel ilişkiler) kapsamına aldığını
görüyoruz. Meşru bir nikâh olmaksızın cinsler arasında kurulan
cinsel ilişkiye zina denir (Râgıb, zina mad.). Bugün meşru olan,
belediye nikahıdır, toplum önünde evlilik bağını belediye
başkanı yada görevlendirdiği memurları kurar, ilan eder ve kayda
alır.
Mustafa
Kemal Atatürk zamanında, 1926 yılında çıkarılan bir kanunla
zina suç olarak sayılmıştı! 2000'li yıllar ile zina suç
olmaktan çıkarıldı. Bugün zina hukuken boşanma nedenidir ama
artık suç değildir!
"Bu
özel değil, geneeel geneeel" diyebileceğimiz, geneli de
etkileyen bir günahtır. İslami açıdan "toplum aleyhine
günahlardan"dır. Nesli bozduğu, insanı amansız
hastalıkların kucağına ittiği ve sayısız ruhsal çöküntüye
ve ekonomik sömürüye sebep teşkil ettiği için Kur'an-ı Kerim
bunu büyük günahlar arasında görerek yasaklamıştır (Y.N.
Öztürk - İslam'da Büyük Günahlar).
Furkan
Suresi 68. ayet, 3
BÜYÜK GÜNAH sayıyor ve bu günahların cezasını da 69.
ayette bildiriyor. Ayette sayılan 3 büyük günah: Şirk koşmak,
insan öldürmek (cinayet) ve zina etmek.
Bu
3 büyük günah için bir sonraki ayette tek bir ceza belirtiliyor:
Sürekli (ebedi) cehennem azabı.
Furkan
Suresi:
68.
Onlar Allah'ın yanında bir başka ilaha yakarmazlar/davet
etmezler. Allah'ın saygıya layık kıldığı canı haksız yere
almazlar. Zina etmezler. Bunları yapan, cezaya çarpılır.
69.
Kıyamet günü onun azabı kat kat artırılır ve horlanmış
olarak orada (cehennem) ebedi kalır.
Ulemaya
bakarsak, ulema ne diyor dersek (!), İslam bilginlerinin bir çoğuna
göre, şirk ve insan öldürmekten
sonraki en büyük günah zinadır.
İslam'a
göre (Nur suresinin ilk ayetleri) zina eden ancak bir başka zina
edenle yada müşrikle (Allah'a şirk koşanla) evlenebilir. Bunun
harici, müminlere haram kılınmıştır. Zina kadına ne kadar
haramsa erkeğe de o kadar haram, erkeğe ne kadar haramsa kadına da
o kadar haramdır, erkek kadın arasında bir fark yoktur. Zina öyle
büyük bir günahtır ki, Kur'an bu günahı işleyeni toplumsal
olarak da cezalandırmakta, onu adeta toplumdan dışlamaktadır.
Böyle
günahkâr ve dışlanmış bir kişi, toplumu yönlendirebilecek
yönetebilecek mertebede olmamalıdır, faraza cumhurbaşkanı,
başbakan, danışman, bakan hatta milletvekili dahi olmamalıdır.
Mümtehine
Suresi 12 ve 13. ayetler bu konuda açık ifadeler kullanmıştır.
12.
ayette geçen şu ifadelere dikkat edelim: (...) Allah'a
hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina
etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri (...)
ve
13. ayetin tamamını yazalım:
13.
Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu
işlerinizin başına geçirmeyin/kendinize yönetici yapmayın!
Çünkü bunlar âhiretten ümitlerini kesmişlerdir. Tıpkı, kabir
halkından olan kâfirlerin, ümitlerini kestikleri gibi.
Türkiye
Cumhuriyeti, laik bir devlettir, dini kurallara göre
yönetilmemektedir. Ancak laikliğe karşı eylemlerin odağı olarak
Anayasa Mahkemesi tarafından ceza almış (1 oy farkla da
kapatılmaktan kurtulmuş) bir parti, söylemlerinde İslamı
kullanan bir parti, din diyerek toplumu aldatıyorsa, artık
ahlaki ve vicdani alanda dinin kurallarına da yanıt vermek
zorundadır.
Kişi
zina etmişse günahı vardır ve karşılığını Allah'tan
alacaktır. Tövbe eder yada etmez, Allah ile arasındadır. Ama
kitabımız Kur'an der ki, bu tipleri başınıza yönetici yapmayın!
Çünkü bunlar zaafiyete uğramış kişilerdir, günaha batmış
kişilerdir, başkaca günahları işlemeye açıktırlar.
O
zaman zina sokaktaki adam tarafından işlenmişse sıradandır bizi
ilgilendirmez, devlet yöneticisi tarafından işlenmişse toplumu
ilgilendirir ve o kişi tüm görevlerinden ayrılmak zorundadır
diyebiliriz. Bunun aksi, Kur'an'ın bir başka yasağını daha
delmedir, yine bir ihlal yeni bir haramdır. Müteselsilen harama
batmaktır. Haramzadeliktir.
Bir
komplo sonucu zina kasedi ayyuka çıkan dönemin ana muhalefet
lideri Deniz Baykal, doğru olanı yapmış ve herhangi bir bahane
bulmadan genel başkanlıktan istifa etmiştir. Zina kasetleri çıkan
MHP'li yöneticiler de görevlerinden istifa etmişlerdir. Bunlar son
beş yılda gördüğümüz olumlu örneklerdir. İstifa, etik bir
davranıştır. Çünkü rezil durumdadırlar ve karılarını
aldatmışlardır. Bu mantıkla, karısını/hayat arkadaşını/eşini
aldatan ona yalan söyleyen bir kişi, başbakan olursa ülkesini de
aldatıp milletine yalan söyleyebilir. Balık baştan kokar. Ülke
yapısı bozulur, millet “külliyen zelzilhum” olur.
Furkan
ve Mümtehine Sureleri'nden başka zina konusu İsra
Suresi'nde de ele alınmıştır. İsra Suresi çok önemli bir
suredir, pek çok yasağı sıralar ayetlerinde. Şu yasakları ise
ardarda sıralamıştır, demek ki bu günahlardan birine giren
diğerlerine de bulaşabilmektedir, günah kapısını açılmaktadır,
haramzadelik başlamaktadır:
*
“Allah'ın yanına başka bir ilah koyma” (22)
*
“Saçıp savuranlar şeytanın kardeşleri olurlar” (26)
*
“Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin” (31)
*
“Zinaya yaklaşmayın” (32)
*
“Allah'ın saygıya layık kıldığı cana haklı bir sebep yokken
kıymayın” (33)
*
“Yetimin malına yaklaşmayın” (34)
*
“Ölçtüğünüz zaman tam ve dürüst olun” (35)
*
“Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme!” (37)
*
Bütün bu sayılanların kötü olanları, Rabbin katında çirkin
görülmüştür. (38)
Evet
bunlar, Allah katında çirkin görülen şeylerdir, yani “fahşa”dır.
Fahşa, fahiş, fuhuş ve fahişe sözcükleri, aynı köktendir ve
“aşırı derecede çirkin ve iğrenç fiil ve söz”
demektir.
Zina,
hırsızlık, devlet dolayısıyla yetimin yoksulun malını çalma
çırpma, kasılarak yürüme, özel yada kamu malını saçıp
savurma, insan öldürme/ölümlere yol açma, Allahmış gibi
davranma/Allah'ın yanına başka ilahlar koyma... fahşadır,
fahişeliktir!
Allah
(c.c.) diyor ki, kendinize böyle fahişelerden yönetici yapmayın!
Bir zina durumunda, Allah böyle derken kul (insanlar) “Yakışıklı
adam, erkek adam, yapmışsa da helal olsun” derse, burada Allah'ın
emrine karşıtlık, Kur'an'a zıtlık, Allah'ın kelamına
karşıtlık, Allah'a isyan, şeytana yardakçılık olur. Hele bir
de “helal olsun” ifadeleri geçerse bu, şirke kadar gider,
haramı kimse helal kılamaz.
Yazıya
renk katalım, sanatçı Yunus Özyavuz'dan mısralarla devam edelim,
“Sen
abartıyorsun rahat yaşamla sapıtmayı
İstanbul
üstünden geçmiş bırak kendini korumayı
İyiden
iyiye bakıyorum da yoldan raydan çıkmışsın
Tenine
dokunan ellerden bir koleksiyon yapmışsın, aferin!”
Böyle
bir kişi düşünelim. Sonra değişmiş gibi yapsın, sakal
bıraksın ama zihniyeti değişmesin. Allah'ın bunca uyarısına
karşın bu kişi sakal bıraktı yada cuma namazlarına gitmeye
başladı diye “iyi Müslüman” mı olacak? Allah (c.c) bunu
söylemiyor. Saç bakımı yerine sakal bakımı yapmak, insanı iyi
Müslüman yapmıyor, günahlarından kurtarmıyor. Burada
ikiyüzlülük (riya) yada mecaz anlamıyla takiye (olduğundan
farklı görünme) başlıyor. Bu da ayrı bir bataktır.
Bataklığımızda
sivrisineklere bakmaya devam edelim. Sıtma taşıyan, hastalık
bulaştırıp toplumu kıran sivrisineklere.
Bir
ülke hayal edelim, cumhuriyet değil de krallık olsun, uydurun bir
tane. Uçağa atlayıp atlayıp zina için Gürcistan'a, Ukrayna'ya,
Rusya'ya gidenleri düşünelim, bunlar öyle tek tük sayıda değil
de oldukça fazla sayıda olsun, bunlar kraliyetin yanında dolanan
tipler olsun, bürokrat olsun, danışman olsun, işadamı olsun,
siyasetçi olsun... Kralın aristokratları olsun. Ama kral ve
şürekası da çok dindar görünüyor olsunlar. Bunlar Müslüman
olsunlar, Sabetayist olsunlar... Allah bu ülkeyi ne yapar?
Allah
bu ülkeyi ne yapar dedik, sorumuzun yanıtını Kur'an'da bulduk.
Vahiyde anlatılanlar herhangi bir sohbet sırasında konuşulurken
hep eksik ifade edilir halk arasında, “Firavun yarılan denizde
boğuldu” denir. Hayır! Şuara Suresi 60.
ayette “Firavun ve adamları”
der. Peygamber (resul) Musa; insanları köle eden, tüm maddi
varlıkları kendine adatan ve güçlü bir krallık kuran Firavun ve
onun yönetimine (Firavun'a tapanlara, yardakçılarına, adamlarına)
Allah'ın desteğiyle baş kaldırmıştı. Firavun ve adamları,
Musa ve ondan taraf toplumunun peşine düşmüştü. Firavun'un bile
zulmü kalıcı olmadı. Firavun ve adamları, Allah'ın gazabına
uğradı, denizde boğularak geberdiler.
Yani
zulmü eden kadar, ona destek çıkan diğer adamların/zalimlerin da
günahı vardır. Hepsi birden sorumlu kılınmış ve imha
olunmuştur.
Şuara
suresi 67. ayette der ki, “Bunda
elbette bir ibret vardır”.
İbret
alabilene. Dua edelim. Allah bizleri zalimlerden, zanilerden,
hırsızlardan, müşriklerden, kasılarak yürüyen çenelerine
bukağı geçirilmişlerden korusun.
Hz.
Musa da bizim gibi Allah'a dua etmiştir ama dua edip oturmamıştır,
bir şeyler yapmıştır, mücadele etmiştir. Bilinen tüm
peygamberlerin hayatları aslında zorba yönetim ve toplumlarla
mücadeleyle, zalim yöneticilerine isyanla geçmiştir.
Müslüman
toplumlar isyanı yanlış görürüler halbuki. Emevilerin zorba
yönetim ve anlayışının toplumlara yapışmış kalıntısı
olabilir. İsyan, zalime karşı ise edilmelidir! İslam buna cevaz
vermektedir. İsyan önce dilde ve yazıda başlar. Arap
toplumlarında zılgıt çekmek, isyan başlangıcının, direnişin
işaretidir. Yazılar, kalemler, bazen kılıçtan keskin
olabilmektedir.
Yazıyorum o halde fikrimle, düşüncelerimle
isyan ediyorum!
TEVFiK
BiR / 16 Mart 2014