Du
Bakem, Daha Neler Olcek!
"Giderken
Bitenler ve 2014'te Olacaklar" adlı yazımda bu yılla ilgili
beklentilerimi yazmıştım. Konuya yeni şeyler ekleyelim.
30.Mart.2014 yerel
seçimlerinden sonra bir takım
gelişmelerin olması beklenebilir. Uluslararası güçlerin
mücadelesini
bu topraklarda biz yüzlerce yıldır görüyoruz. Kaynakların
üstüne akbaba gibi çökme mücadelesi, paylaşım mücadelesi.
İşaretin
verilmesiyle yeni parti kuruluşu başlar, AKP'den toplu milletvekili
istifaları ve belediye başkanlarında AKP'den kopmalar görülür,
bunlar ciddi sayıya ulaşır. İlk dalgada kaç milletvekilinin
istifa edeceği ile ilgili yaklaşık bir sayı verilebilir, ancak
henüz zamanı olmasa gerek. Saadet Partisi'nden "yenilikçi-ılımlı"
kanat kopmuş ve AKP yaratılmıştı, emperyalizme
(CFR-Bilderberg'ci yapıya, Küresel SİSTEM'e) bağlı sermaye-medya
desteğiyle iktidara taşınmıştı. AKP gebedir ve belki de kendi
ölümüyle bitecek bir doğuma girmek üzeredir (SP gibi, belki DSP
gibi). Büyük olasılıkla bu
yıl içinde AKP'nin bölünmesini,
"dürüst" olarak lanse edilecek kanadın partiden
kopmasını ve partileşmesini izleyebiliriz.
AKP'nin
bölünmesi ve iktidarını kaybetmesini tetikleyecek olası
nedenlerden biri, AKP'nin
içinden yeni bir parti kurulacak olması
ise, bir başka neden de Nisan.2014 itibariyle yeni
ses-görüntü kasetlerinin çıkabilmesi
olasılığıdır. Kimin ne kasedi vardır yoktur, çıkar çıkmaz
bilemiyoruz ama Deniz Baykal'ı hatırlıyoruz, MHP'li genel merkez
yöneticilerini hatırlıyoruz, şu son haftalarda ortaya dökülen
ses kayıtlarını hatırlıyoruz ve bir teoride bulunuyoruz,
hakkımız olsa gerek. Ayguci de (başbakan) bu beklenti içindedir
ki, yargu(mahkeme) kararı olmadan TİB'in resen vereceği kararla
istediği internet sitesine yayın yasağı/engeli koyma çalışması
ortadadır, aygucinin çalışması teorimizi destekliyor.
Emniyete,
MİT'e ve başka kurumlara bakıyoruz, panikle topyekûn görevden
almalar-tayinler görüyoruz, üstüne 2 hafta geçmeden,
“alınanların yerine gelenlerin” de yerlerine yenileri geliyor.
Kararsızlık, "adamsızlık" var. Yazar Ergün Poyraz,
şehit yazar Necip Hablemitoğlu ve nice aydınların kitaplarında
açıkladıkları “F-Tipi kadrolaşma” bilgilerinin ispatıdır.
Emniyet F-tipileşmiş, iktidarlar iktidar kuramıyorlar, muktedir
olamıyorlar. Velhasıl, yerel seçimlerden sonra "zelzilhum"lar
devam edecek gibi duruyor, kimlere kimler
kimbilir ne operasyonlar yapacaklar,
ne rezillikler göreceğiz.
Yerel
seçimlerden hemen sonra artık gündeme cumhurbaşkanlığı
seçimleri oturacak, olası adayların belki de rüzgarını
güçlendirmek için rakiplerin geçmişte imzaladıkları bugün
bize rezillik-ihanet gibi
gelecek belgelerin suretleri
ortaya saçılabilir, bunu da iddia edebiliriz, iddia ifademiz çok
iddialı ise, teori diyebiliriz.
Bitti
mi, bitmez. Dağların ardından, okyanusun ötesinden. İstanbul
Şehir Hatları (sonradan İDO'laşan) vapurundaki pazarlamacı
Burhan gibi, ekleye ekleye devam edelim. Hükümet eliyle, İmralı
denen adada terörist başı bölücü katliamcı hain cani ermeni
dölü Abdullah Öcalan'a krallık kuran yapı bakalım ne yapacak
yerel seçimlerden sonra? Çok uzak şeyleri konuşmuyoruz. Yıllarca
paranoya dediler, bugün gerçekleşiyor, bunları diyenler Küresel
Sistem'in etki ajanlarıydı, yağ gibi suyun üstündeler.
Yerel
seçimlerden sonra BDP'li
belediyeler kürdistan için "demokratik özerklik" ilan
edebilir, hepsi birden,
topyekûn. Bu çok yakın bir ihtimal. Irak'ta Kürdistan kuruldu,
Suriye'de de geçtiğimiz hafta Kürdistan için özerklik ilan
edildi. Bizim ülkemizde de bir devlet ve iktidar krizi var.
Kürdistanın kuruluşuna fevkalade uygun bir zemin oluşturuldu.
Bakıyoruz
Zaman Gazetesi de Cumhuriyet Gazetesi de Radikal'i de daha nicesi de,
güneydoğu ile ilgili haber verdiklerinde kürdistanı kurulmuş
olarak yazıyorlar, tanıyorlar, coğrafya kürtçe
konuşanlara-İsrailist Kürtlere teslim ediliyor yazılarda, <Ortasu
(Roboskî)> diye yazıyorlar haberlerinde, niceleriyle!
Kürtleştirilen halkın kürtçeleştirilen yer adları, şu an
parantez içlerinde, isyan ile özgürlük bekliyor(!) Türk
Milletinin kürtçe konuşan kesimi özerklik ilan ettiler diyelim
seçimlerden sonra, kim umursar bunu? Zaten mesele de bu, ya
umursanmazsa? Gündem umursatmazsa. O zaman Türkiye bölünür.
İster bilfiil sınır değişikliği olsun, ister federasyon
kuruluşu yoluyla üniterliğin silinmesiyle olsun, bölünür.
Umursanırsa
da, acaba “bölücü PKK'nın İsrailist Kürtleri” özerklik
ilanına karşı gelebilecek bir müdahaleye karşı direniş
geliştirmek üzere yığınak-hazırlık yaptılar mı? Oslo
görüşmelerinde MİT bunu açık açık ifade etti aslında. O
günden bugüne de yıllar geçti! Kimbilir başka neler oldu! Araç
bagajlarında değil, tırlarla silah sevkiyatının yapıldığı,
cirit atan yabancı devlet ajanlarının sayısının binlerle ifade
edildiği bir ülkede/Türkiye'de, Suriye'ye terörist ihraç
edildiği ve Suriye'den sığınmacı teröristlerin ithal edildiği
bir dönemde... Kim bilir neler var bu topraklarda, neler doldu,
toprak altlarına, depolara... Güneydoğu ve doğuyu tahmin etmek
zor değil de, diğer bölgelere, Batı'daki kentlere, belki
başkente.
Üniversitelerde
'80 darbesi öncesi görüntüler var. Vatanına milletine laf
söyletmeyen kanı deli gençlerle terör örgütü PKK yandaşı
gençler kavga ediyor, medya bunu “karşıt görüş”lerin
kavgası olarak veriyor, çok tehlikeli. Bu, hangi partiden olursa
olsun terörizme karşı gelen vatansever gençleri radikalleştirir,
belki de istenen budur! Bu senaryoyu bir üst paragrafa bağlarsak,
olası demokratik özerklik sonrası olası devlet müdahalesi
sonrası olası çatışmalara, resmi kuvvetlerin dışında sivil
tarafın çekilmesi (iç çatışma ortamının yaratılması) için
öncelikle ülkücüler/MHP
hedef alınır mı? Devlet bu
senaryonun oluşmaması için önlem alıyor mu?
Bu
aralar "kutudan kaç çıkacağını" bilen STV dizilerinde
de (Şefkatli dizilerde) PKK'nın güneydoğuda ve batıda silah
depoları oluşturduğu, iç
savaşa hazırlık yaptıkları
iddiları işleniyor. Tesadüf olsa gerek!
Olasılık
olasılık üstüne, 2014 temiz bir yıl olmayacak ama belki
temizlenmeye vesile olabilir. Bunca olasılıktan sonra ekonomi ne
olur? Ballı kaymaklı dönemin sonuna gelindi. Farklı nitelikte ve
müteselsilen tüm sektörleri etkileyecek bir kriz kapıda, hatta
kriz tüneline girmeye başladık. Farklı bir krizin yolundayız.
"Dolar 1.90'dan 2.35'e çıktı" meselesiyle kalacak bir
durum da olmaz bu. İmkanınız varsa, tasarruf yapmaya başlayın,
elinizde nakit/nakte çevrilebilir paranız olsun!
Ne
olur, ne olmaz. Hele bir yerel seçimler geçsin, esas o zaman
"bakcez" ve “görcez” ülkede daha neler "olcek".
TEVFiK
BiR / 26 Ocak 2014