ABD’ye 51. Eyalet, Birleşik
Krallığa 5. Ülke
Ermenistan ve İsrail’in kuruluşuna,
bu ülkelerin kuruluşlarındaki Batı desteğine ve kurulduktan
sonra coğrafyalarında yaşanan sürekli çatışma hâli ve
savaşlara bakarak emperyalist Batı desteğiyle devletleşme
sürecine giren Kürdistan’a bakmalıyız.
Batı “işine yarayacağı” şeyleri
kullanır ve destekler. Ermenistan, Türkiye’nin ile Orta Asya
bağını koparmak için önemliydi. 1918 yılında Ermenistan
Devleti kuruldu. SSCB döneminde yaşadı ve 1991 yılında bağımsız
devlet olarak bugünkü halini aldı.
Bağımsız Ermenistan kurulalı henüz
bir yıl dahi olmamışken 1992 yılında Azerbaycan’a saldırmış
ve sivil asker bine yakın insanı katletmiş (Hocalı Katliamı),
Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin büyük bir bölümün işgal
etmişti. SSCB döneminde de Ermenilerin saldırıları ve Türklere
karşı katliamları olmuştu. Ruslar ve Fransızlar başta olmak
üzere emperyalist Batı koşulsuz Ermenilerin ve Ermenistan’ın
yanında. Sevr’in bir kanadı Ermenistan’dır.
Sevr’in diğer kanadı ise Kürdistan.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki İngiliz destekli Kürt
isyanlarını hepimiz biliyoruz. Bu isyan hareketleri egemen ve meşru
güç Türkiye tarafından çetin mücadeleler ile bastırılmıştı.
Batı’nın Ermenilerini ve Batı’nın
Kürtlerini birbirinden ayrı düşünmemeliyiz. Pek çok ülkede
yaşayan diplomatlarımızı ve ailelerini katleden Ermeni ASALA
terör örgütünü ve ondan sonra ortaya çıkarılan PKK’yı bir
bütün olarak görebilmeliyiz. PKK, Almanya tarafından kurulmuş ve
finanse edilmişti, ama 1950’den bu yana güneydoğuda ve doğu
anadoluda
Amerikalı “sivil toplum gönüllülerine” ve “danışmanlara”
ne demeli? Peki ya Irak’taki ve Bekaa vadisindeki İngilizlere ve
İsraillilere? Son 150 yıl içinde birden çok kez savaştığımız
Yunanlıların ve Rusların PKK desteğine! Güçlü Türkiye
istemeyen her ülkenin payı var PKK’nın yapısında.
Babasının hayrına mı yapıyor”
deriz. Atalarımız ne demişse doğru söylemiş. İngilizler,
hakimiyetlerinde bulunan Filistin’den babalarının hayrına mı
çekildiler? İngilizler gitti ve Yahudilerin ani bir biçimde toprak
satın almaları ve devletleşmeleri başladı. Irak gibi, Suudi
Arabistan gibi, BAE gibi İsrail’i de İngilizler kurdu. Bugün
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nda ve diplomatları
arasında “İngiliz ekolünden” kimseler yok mu? Bence bugün
Dışişleri, İngilizlerin bir hayli etkisinde!
Nereydese 100 yıl önce Ermenistan
kuruldu ve bugün 2017 yılında dahi Azerbaycanla savaş halinde,
haftada bir çatışma ve ölüm haberi geliyor, bölgedeki
istikrarsızlığın kaynağı. İsrail kuruldu ve bugün 2017
yılında dahi İsrail’in yıktığı Filistinlilerin evleri,
bölgedeki bitmek tükenmek bitmeyen kan, insan hakkı ihlalleri
önümüzde.
ABD’ye 51. Eyalet, Birleşik
Krallığa 5. Ülke
Batı’nın yüz yıldan da eski planı,
Kürdistan. Irak tarafında Barzanilerin bağımsız devlet
referandumuna 1 ay 1 hafta kaldı. Mesut Barzani’nin babası
Mustafa Barzani dönemin ABD’li efsane dışişleri bakanı Henry
Kissenger’a yazdığı mektupta “Şayet
davamızda başarıya ulaşırsak, ABD’nin 51. eyaleti olmaya
hazırım” demişti. (Bu
bilgiyi ABD Temsilciler Meclisi’ne bağlı İstihbarat Komitesi’nin
hazırladığı Pikes Raporu’ndan okumuştuk. “Bunları
Yazamazlar, Şeytan Firavun ve İşgal-5” adlı
yazımda konuyu
detaylandırmıştım.) 26 Eylül Kürdistan bağımsızlık
referandumu, ABD’ye 51. eyalet, Birleşik Krallık’a beşinci
ülke olarak gelecek!
Kürdistan, Suriye tarafında 700
kilometrelik sınırı kontrol eden, Abdullah Öcalan’ın uzun
yıllar önce kurduğu, başta ABD, İngiltere ve İsrail tarafından
fonlanan ve desteklenen terör örgütü PKK’nın isim değiştirmiş
versiyonu olarak YPG/PYD zemininde bir devletleşme sürecinde. Batı
yüz yıl sonra ikinci büyük atağını/saldırısını yapıyor.
Bölgede kurulacak olursa Kürdistan,
sıradan bir Kürdistan olmayacak. Emperyalist devletlerin emperyal
çıkarları doğrultusunda “yapay” olarak kurdukları, insancıl
temelde değil nefret ve bölgeyi istikrarsızlaştırma temelinde
kurulmuş bir ülke olacak.
Suriye’yi parçalaya parçalaya kurulan
ve Suriye halkının ve Arapların düşman olacağı/olduğu, Irak’ı
parçaladığı için Irak Arapları’nın düşmanı olacak, en
doğal şekilde Türkiye’nin ve Türklerin düşman gördüğü,
İran’ın düşman gördüğü bir devlet olacak. Dört komşusu
olacak ve dördüyle de düşman. Batı’nın kurduğu her yapay
devlet gibi Batı’dan başkasına hizmet etmeyecek. Devletin
tepesindekiler sonsuz yolsuzluk içinde olacak, halkı fakir ve bölge
çatışmadan geçilmez halde olacak. Dünya tarihine bakarsanız
bunun çok sayıda örneğini görürsünüz.
Birleşmiş Milletlerin müdahalesi ve
bölgeye intikali için yeni bir alan oluşturulabilir mi? Uzun
yıllar sonra bu sorunun da yanıtı öğreneceğiz. Bini aşkın tır
dolusu silah, mühimmat ve malzeme verilmişken, Türkiye’nin ABD
ve Batı nedeniyle müdahale edemediği, iktidarın bu nedenle
çekindiği YPG (şimdi ona Batı “Suriye Demokratik
Güçleri(Forces)” SDG/SDF diyor, “SDG’nin belkemiği YPG”
diyor) devletleşirse Türkiye’yi derin çatışmalı ve belki
savaşlı yıllar bekleyecek.
Ayrıca’nın Batı’nın bölgedeki
terör örgütünün uzantısı Kürtleri Rusya’ya kaptırmamak
için S.Demirtaş’ı hapisten her ne olursa olsun çıkarmak
zorunda olduklarıyla ilgili görüşlerimi de “Batı Ortadoğu’da
Altın Vuruşa Hazırlanıyor” isimli yazımda detaylı
anlatmıştım.
Türkiye, milli bakış açısıyla ve
tarihten de örnek alarak dış müdahaleli bölgesel tehdide karşı
çıkarları temelinde bölge ülkeleriyle ittifak yaparsa, bu büyük
emperyalist oyunun önü kesilebilir. Türkiye hiçbir şekilde
teröristbaşı APO’nun kurucusu olduğu YPG’nin bir Kürdistan
kurmasına izin vermemelidir. Müdahale etmek zor gibi görünse de
bunun olumlu sonuçları uzun vadede Türkiye’ye çok şeyler
kazandıracaktır, çok büyük şeylerin kaybının da önüne
geçecektir.
Kürdistan’ın üçüncü ve dördüncü
parçaları İran ve Türkiye’dir. Hangisi önce bilemiyoruz.
Bundan 15 yıl önce Irak, Suriye, İran, Türkiye diye
sıralayabiliyorduk. İran ile Türkiye’nin öncelik sırası
değişmiş olabilir. Suriye ve Irak bölünürken, Türkiye ve İran
sıradayken, bölge ülkelerinin Batı müdahaleli Kürdistan
kuruluşuna karşı birleşmeleri kadar doğal başka bir yol
olabilir mi?
Türkiye’nin stratejisini,
taktiklerini, tepkilerini netleştirmesi ve tavizsiz, her ne
olacaksa, gerçekleştirmesi gerekiyor. Çünkü her geçen gün,
Türkiye’nin ve bu coğrafyanın aleyhine işliyor. Türkiye,
YPG/PYD/APO Kürdistan’ının kurulmasına artık göz de yumsa
yada karşı da koysa, Türkiye’yi kanlı yıllar ve bunun yol
açacağı büyük sosyal ve ekonomik kayıplar bekliyor.
Büyük çatışmalı bir beş-on yıla
doğru gidiyor coğrafyamız. Bir çatışma/savaş olacaksa ve
teslim olmayacaksanız hakkınız
için kan dökmek zorundasınız,
kavga etmek zorundasınız.
Sanmayın ki gelen bini aşkın
tır dolusu malzeme YPG tarafından IŞİD’le mücadelede
kullanılıyor. Çatışma bölgeleri ve kullanılan silahların
miktarı belli. YPG’nin şuanki çatışmaları bir simülasyon,
gerçek mermili ve canlı hedefli tatbikatlar. Batı’dan gelen
silahların büyük kısmı depolanıyor ve başka bir saldırı ve
savunma harekâtı için bekletiliyor. Hatta ABD bu kapsamda bir
başlangıç yaptı diyebiliriz. Amacı Türk Ordusu’nu Suriye’den
çıkarmak olan (bu açıkça ilan edildi), YPG’den toplama
onbinlerce teröristin katılımıyla Kuvveti Suvvar örgütünü
kurdu. Türkiye’ye karşı güneyimizden savaş çanları çalıyor.
Savaşacağımız YPG değil, Küresel Sistem ve onun güçlü
devletleri olacak. Türkiye artık net tavrını belirlemek ve ona
göre topyekûn hazırlığını yapmak zorunda!
TEVFiK
BiR / 21 Ağustos 2017