AKP’nin
Kürdistan Haritası – 3
“AKP,
PKK’nın 10-20 yıl önceki görüşlerinin/taleplerinin vücut bulduğu bir parti
olmuştur. Bu, siyasi içerikli, politik kaygılı bir yazı değildir. Her şey
belgelidir.” cümleleriyle başlayarak yazdığım, AKP’nin yol haritasını madde
madde incelediğim ilk iki yazıya, bu üçüncü yazıyla devam edelim.
AKP’nin
Yol Haritası
Madde-28:
Yargı birliğinin sağlanması
Hukuk eğitimi almış her kişinin
anlayacağı açık bir ifadedir. Yargı birliğinin sağlanması aslında çok
genel/geniş bir ifade olmakla birlikte, Yargıtay ve Askeri Yargıtay, Danıştay
ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi gibi sivil-askeri yüksek mahkemeli yapının
yıkılıp, Askeri Yüksek Yargı organlarının kapatılacağı bir sisteme geçişin
ifadesidir. Askeri hukukun sivil hukuka bağlanması, askeri mahkeme kararlarına
itirazların sivil mahkemelere yapılması sonucunu doğuracaktır. AB’nin yıllardır
Türkiye’ye dayattığı koşullardan biridir.
Madde-29:
Askeri okullardaki müfredatın yenilenmesi
Hükümet, cumhuriyete ve onun
niteliklerine ve onun kuruluş felsefesine bağlı bir ordu istememektedir. Bunun
için, cumhuriyetle ve onun yenilikleriyle/devrimleriyle ilgili olan dersler en
alt düzeye indirilecektir. Fetullahçı subayları-astsubayları rahatsız etmeyecek
bir müfredat kurulacaktır. Fetullah Gülen’in ifadelerinden yola çıkarak
söylersek, ordu da cemaatin hakim olacağı bir yapının kontrolüne girecektir.
Müfredatın iptali için dava açılacak olursa, gidilecek yer Askeri Yüksek İdare
Mahkemesi değil Danıştay olacaktır..!
Madde-30: Kürtçe tercümanlık (kamu hizmetlerinde)
Madde-22’de anadilde kamu
hizmetlerine erişim vardı, ikinci yazıda bahsetmiştik, bu maddede de onun
yetmediği/yetişemediği yerler için bir çözüm olarak “Kürtçe tercümanlık” ayağı
düşünülmüş. Hemşince bilen ancak Türkçe bilmeyen Karadeniz’de yaşayan vatandaş
avucunu yalasın..! Her şey Barzani ve onun Kürtleri için. İsrail’in ve ABD’nin
ve nihayet SİSTEM’in hizmetindeki Kürtler, bu dönemde “kral” olacaklardır.
Anadili umursayan kim, yeter ki Türkiye bölünsün, Büyük İsrail için maske
devlet Kürdistan kurulsun ve bir ayağını Akdeniz’e atsın.
Madde-35: Jandarmanın kolluk hizmeti sunan sivil bir yapıya
dönüştürülmesi
Jandarma teşkilatı her ne kadar İçişleri
Bakanlığı’na bağlı olsa da sonuçta Jandarma Genel Komutanlığı, askeri bir
yapıdır ve mevcut hükümet bu yapıyı sivil bölgelerden ayırmak ve Jandarmayı
tamamen kaldırmak istemektedir. AKP’nin zaman içinde kaldırmayı düşündüğü
“zorunlu askerlik” ve yerine getirmeyi düşündüğü “ücretli gönüllü askerlik”
uygulaması için, Jandarma Teşkilatı’nın kaldırılması ve ilçelerden/illerden
çıkartılması gerekmektedir.
Madde-36: Entegre sınır yönetim sisteminin hayata geçirilmesi
Bu da bir üstteki maddeyle
bağlantılı bir konudur. Entegre sınır yönetimi ile Asker-Jandarma sınır
yönetiminden alınacak, sınırı polis ve kurulacak sivil yapı koruyacaktır. Zaman
içinde, sınır güvenliklerinin taşeron firmalara (ağır silahlara ve özel
teçhizatlara sahip özel güvenlik şirketlerine/ABD’deki gibi) verilmesinin de
önü açılacaktır. AB’nin yıllardır Türkiye’ye direttiği konuların başında gelir
bu mesele. Ama bizim komşularımız Finlandiya, Norveç, Almanya değil ki..! Geçtiğimiz
on yıl içinde ABD Irak’a girdi, Rusya Gürcistan’ı vurdu, Suriye’de dış etkili
iç savaş yaşanıyor, İran şer ülkelerin hedefinde… Daha yakın tarihte Ermenistan,
komşusu Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ını işgal etti…
Madde-57: Nüfusunun 3’te ikisi büyükşehir belediyesi sınırlarında
yaşayan bir Türkiye
Bu maddeyi aslında 56 ve 58.
maddelerle birlikte okumak gerekir. Madde ellialtı “Köylere imar” ve madde
ellisekiz “Yeni bir köy kanunu”ndan bahsediyor. Büyükşehir Belediyeleri, federal/eyaletli
yapıya geçişin temeli olacak. Bilindiği üzere bu hükümet zamanında büyükşehir
belediye kanunu ve il özel idaresi kanunları yenilendi. Büyükşehir belediye
sınırı, bazı illerde vilayet sınırına eşdeğer oldu. Nüfusun üçte ikisinin
büyükşehirlerde yaşaması için ya köyler boşaltılıp herkes kentlere göçmek
zorunda kalacak (ki olanaksız) yada az önce belirttiğim gibi pek çok ilde
büyükşehir belediye sınırı, tıpkı İstanbul gibi, vilayet-il sınırıyla bir
olacak. Terör örgütü PKK literatüründe Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı
Baydemir’e “Amed Eyalet Valisi” deniyor, o gözle bakılıyor; yeni sistemde bu
terörist Baydemir tüm Diyarbakır’ın başkanı olacak. Daha fazla yetkili belediye
başkanları, onları destekleyen bu yapının parçası Kalkınma Ajansları, daha az
yetkili valiler ve il özel idareleri.
Madde-60: AB hedefinden şaşmamak
Ekim.2012’de bu AKP Yol Haritası
açıklanmıştı. Üstünden daha dört ay geçti, Başbakan Erdoğan “AB’ye girmek
zorunda değiliz, vaz geçebiliriz, Şangay Örgütü’ne katılabiliriz” diyor. Zaten
bir söylediğini yıkıp başka bir şey söylemezse, Başbakan kendisini huzurlu
hissetmiyor, sıfır tutar politikası. Başbakan, AB’den sıkıldıysa ve yeni
arayışlar içindeyse, Yol Haritasından bu 60. maddeyi çıkarsın ve AK Parti
programını değiştirsin.
Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi
programında AB ile ilgili şunlar yazıyor, ”Türkiye,
Avrupa Birliği ile ilişkilerinde taahhütlerini ve üyelik için öteki aday
ülkelerin de yerine getirmesini istediği şartları bir an önce sağlayacak…”.
Yani AKP, müzakere bile etmeyeceğim, AB ne emrederse, hatta AB üyesi bizimle
aynı koşuldaki ülkeler de ne emrederse ben yaparım, diyor. Tayyip Erdoğan yine
Millete yalan söylüyor. Avrupa Birliği’nden vaz geçeceği falan yok, aksine
emrin başım üstüne diyor, var mı bunun ötesi? Samimiyet, sözle değil icraatla
olur. Hadi değiştirsinler parti programlarını?!
Özetle, AKP’nin açıkladığı yol
haritasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üniter yapısının yıkılıp
federatif-eyaletli yapının kurulacağı, bu eyaletlerden en önemlisinin Kürdistan
olacağı ve mevcut cumhurbaşkanlı-başbakanlı sistemin kaldırılıp yerine “Bay
Başkan”lı sistemin geleceği madde madde ilan ediliyor. Terör örgütü PKK’nın 30 yıldır
her türlü kara propagandayla ve katliamlarla almaya çalıştıklarını bu hükümet terörist
Abdullah Öcalanlı (adına İmralı diyorlar) masada vereceğini ilan ediyor.
SİSTEM’in talepleri bir bir gerçekleşiyor,
Türkiye dize getirilmiş ülke konumunda. İsrail, amacına bir adım daha
yaklaşıyor, örtülü olarak topraklarını ve hakimiyet alanını genişletiyor. (Sistem: Dünyayı yöneten derin güç. Yani, CFR,
Bilderberg, Trilateral ve bunların altında yer alan irili ufaklı örgütler ve
bunların yöneticisi olan her milletten gelen ancak milliyet farklılığına önem
vermeyen, adeta paraya tapan, İbrani asıllı yapı, şeytanın kralları.)
Ben İsrail’in yerinde olsaydım, İsrail’de
seçimden zaferle çıkan partinin lideri olsaydım, hiç vakit kaybetmeden İsrail
Devlet Yüksek Övünç Madalyası-Yüksek Hizmet Madalyası/Nişanı… artık adı her
neyse en yüksek derecedeki bir madalyayı Tayyip Erdoğan’a ve Abdullah Gül’e
verirdim. Dünyanın en itibarlı (ADL’nin verdiği) Yahudi Cesaret Madalyası’nı
hak ederek “Işıklandırılan” Tayyip Erdoğan’a, En Yüksek Cesaret Madalyaları
verilmelidir. Bundan büyük HİZMET olur mu? BOP’a HİZMET yolunda..!
TEVFiK BiR / 07.Şubat.2013
www.uyaneyturkgidiyoruz.com “Bu kitabı iyi ki okumuşum” diyeceksiniz.
Kitapyurdu,
D&R, Idefix gibi internet kitapevlerinden ve D&R mağazalarından temin
edebilirsiniz.