17 Şubat 2013 Pazar

Ziraat Bankası’nda Neler Oluyor, Şikeciler Kim?




Ziraat Bankası’nda Neler Oluyor, Şikeciler Kim?

T.C. Ziraat Bankası, tamamı Hazine’ye bağlı olan yani %100’ü milli olan tek banka. Vakıfbank* ile Halkbank’ın* da sahibi Devlet ancak bir kısım payları İMKB’de işlem gördüğü için ve halka açık olan kısımlarının çoğu yabancıların elinde bulunduğu için %100 milli diyemiyoruz. O nedenle T.C. Ziraat Bankası’nın değeri, millet nezdinde büyüktür, tek milli bankadır, kârının tamamı Hazine’ye aktarılır.


“Bir Bankadan Daha Fazlası” sloganıyla şubelerini, örgütlenme yapısını, performans sistemini ve tabela ismini yenileyen banka, bu kapsamda başlıklı (antetli) kağıtlarından ve kullanım alanlarından T.C. ibaresini kaldırdı. İlgili kanunda ve Banka ana sözleşmesinde ismi T.C. Ziraat Bankası A.Ş. olmasına karşın, kullanımda T.C.’yi kaldırdılar. Satış hazırlıkları hızlandı.


Banka Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın ve diğer üst düzey yöneticilerin açıklamalarından gördüğümüz üzere T.C. Ziraat Bankası, birkaç sene içinde halka arz edilmek yani Borsa’da işlem görmek için kendisini hazırlıyor.


Devletin sattığı diğer kurumların/kuruluşların tarihinde gördüğümüz üzere, bir kurum satılmadan önce halka arz oluyor ardından en geç bir iki yıl içinde de satışa çıkarılıyor ve genellikle yabancı bir şirkete satılıyor. Özelleştirme adı altında “yabancıya satış” gerçekleşiyor. Yani Ziraat’i birkaç yıl içinde önce borsada göreceğiz sonra da artık Deutsche Bank mı olur HSBC mi olur büyük olasılıkla bir yabancının satın aldığını duyacağız, tek milli bankamız belki de yabancı bir banka haline dönüşecek.



Şikeciler, Bizans Eskileri, Statüko Artıkları


Gelelim başlıkta yer alan konuya. Bir okurum bir bilgi paylaştı benimle. Gelen bilgiyi başka kaynaklardan teyit ettim, doğruladım. 


T.C. Ziraat Bankası’nda Bölge Koordinatörü (8 ilden sorumlu) olarak görev yapan “B. Çetinel” adında üst düzey bir yönetici, bankanın ürün satış hedefleriyle ilgili olarak binlerce personeline bir e-posta gönderiyor ve şu metni yazıyor “Şikecileri, Bizans Eskilerini geçtik ama Statüko Artıklarına geçildik.


Ziraat Bankası’nın diğer bölge çalışanları yani mesai arkadaşları için “şikeci” ve “Bizans eskisi” tabirini kullanmak, nasıl bir anlayıştır? Demek ki bu kişinin sorumlu olmadığı diğer yerler/bölgeler bankacılık faaliyetlerinde/ürün satışlarında şikecilik mi yapmaktadır? 


Bu ifade uydurmaysa, bir yönetici neden bir şeyler uydurur/yalan söyler? 


SORUYORUM, Çetinel’in ifadesi uydurma değilse, Banka açısından bu ciddi bir sorundur, şike varsa SPK’nın ve BDDK’nın araştırması gereken durumlar olabilir, mevzuata uygun olmayan işler/işlemler yapılmış olabilir mi? Belki de Çetinel, bir şeyleri bir yerlere mi duyurmaya çalışıyor? 


Futbolda şikeden sonra “bankalarda şike” tartışmaları mı gündemimize gelecek? Şikecilikle ifade edilen işlemler yasalara ve diğer mevzuata uygunsa dahi yine de yönetimsel sorunlar olabilir mi?


“Şikecileri, Bizans Eskilerini geçtik” diyor da “Statüko Artıklarına” geçildik diyor. İfadenin tarif ettiği bölgeyi az buçuk tahmin etmişsinizdir. Genellikle belli bir cenahın “Ankara” için ifade ettiği bir tabirdir, bu bazen Osmanlı’nın başkenti İstanbul’a duyulan özlemle de dile getirilebiliyor. 


Teyidime istinaden yazabiliyorum ki, gerçekten de bu satış hedefinde Bülent Ç.’nin birimini/bölgesini “Ankara 1. Bölge” geçmiş. Yani bankanın üst düzey yöneticisi, kendisini geçen Ankara bölgesi için “Statüko Artığı” ifadesini kullanabiliyor, yazık!


İfade doğruysa demek ki Ankara bölgesinin personeli/çalışma biçimi ağır-hantal-uzak durulması gereken bir yapıda. Bankanın Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcıları Ankara’da bulunduğuna göre, acaba B. Çetinel’e göre onlar da statüko artığı mı? Ankara 1. Bölge, B. Çetinel’in sorumlu olduğu bölgeleri de geçip Türkiye’nin en iyi satışını yapan bölge olduğuna göre, B.Çetinel Ankara’ya statüko kenti, burada çalışanlara da (kendi bankası olmasına karşın) statüko artığı gözüyle bakması tutarlı mı?


Zihniyet bu. İfadeler açık. Kendi banka arkadaşlarından nefret edercesine böyle ifadeler kullanan biri, görev yaptığı bankası için kim bilir neler düşüyordur? İşte böyle zihniyetin ürünleri de önce isimden T.C.’yi kaldırır sonra her sene 2,5-3 milyar TL net kârı (halk tabiriyle kılçıksız para) Hazineye aktaran bu bankayı satar.


Takdir okuyucunun.
 

Not:

* Türkiye Vakıflar Bankası’nın %25.20’si borsada işlem görmektedir ve bunun %80,23’den fazlası yabancı yatırımcıya aittir.

* Türkiye Halk Bankası’nın %48.86’sı borsada işlem görmektedir ve bunun %84.30’undan fazlası yabancı yatırımcıya aittir.
* Şike: Fr. a. mec. "Bir çıkar karşılığı, uzlaşarak bir iş yapma, aldatma."


TEVFiK BiR / 17 Şubat 2013


www.uyaneyturkgidiyoruz.com  “Bu kitabı iyi ki okumuşum” diyeceksiniz.
Kitapyurdu, D&R, Idefix gibi internet kitapevlerinden ve D&R mağazalarından temin edebilirsiniz.

7 Şubat 2013 Perşembe

AKP'nin Kürdistan Haritası - 3




AKP’nin Kürdistan Haritası – 3

AKP, PKK’nın 10-20 yıl önceki görüşlerinin/taleplerinin vücut bulduğu bir parti olmuştur. Bu, siyasi içerikli, politik kaygılı bir yazı değildir. Her şey belgelidir.” cümleleriyle başlayarak yazdığım, AKP’nin yol haritasını madde madde incelediğim ilk iki yazıya, bu üçüncü yazıyla devam edelim.

Önceki yazıları okumak için tıklayın AKP’nin Kürdistan Haritası – 1 , AKP’nin Kürdistan Haritası – 2 )


AKP’nin Yol Haritası


Madde-28: Yargı birliğinin sağlanması

Hukuk eğitimi almış her kişinin anlayacağı açık bir ifadedir. Yargı birliğinin sağlanması aslında çok genel/geniş bir ifade olmakla birlikte, Yargıtay ve Askeri Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi gibi sivil-askeri yüksek mahkemeli yapının yıkılıp, Askeri Yüksek Yargı organlarının kapatılacağı bir sisteme geçişin ifadesidir. Askeri hukukun sivil hukuka bağlanması, askeri mahkeme kararlarına itirazların sivil mahkemelere yapılması sonucunu doğuracaktır. AB’nin yıllardır Türkiye’ye dayattığı koşullardan biridir. 


Madde-29: Askeri okullardaki müfredatın yenilenmesi

Hükümet, cumhuriyete ve onun niteliklerine ve onun kuruluş felsefesine bağlı bir ordu istememektedir. Bunun için, cumhuriyetle ve onun yenilikleriyle/devrimleriyle ilgili olan dersler en alt düzeye indirilecektir. Fetullahçı subayları-astsubayları rahatsız etmeyecek bir müfredat kurulacaktır. Fetullah Gülen’in ifadelerinden yola çıkarak söylersek, ordu da cemaatin hakim olacağı bir yapının kontrolüne girecektir. Müfredatın iptali için dava açılacak olursa, gidilecek yer Askeri Yüksek İdare Mahkemesi değil Danıştay olacaktır..!


Madde-30: Kürtçe tercümanlık (kamu hizmetlerinde)

Madde-22’de anadilde kamu hizmetlerine erişim vardı, ikinci yazıda bahsetmiştik, bu maddede de onun yetmediği/yetişemediği yerler için bir çözüm olarak “Kürtçe tercümanlık” ayağı düşünülmüş. Hemşince bilen ancak Türkçe bilmeyen Karadeniz’de yaşayan vatandaş avucunu yalasın..! Her şey Barzani ve onun Kürtleri için. İsrail’in ve ABD’nin ve nihayet SİSTEM’in hizmetindeki Kürtler, bu dönemde “kral” olacaklardır. Anadili umursayan kim, yeter ki Türkiye bölünsün, Büyük İsrail için maske devlet Kürdistan kurulsun ve bir ayağını Akdeniz’e atsın.


Madde-35: Jandarmanın kolluk hizmeti sunan sivil bir yapıya dönüştürülmesi

Jandarma teşkilatı her ne kadar İçişleri Bakanlığı’na bağlı olsa da sonuçta Jandarma Genel Komutanlığı, askeri bir yapıdır ve mevcut hükümet bu yapıyı sivil bölgelerden ayırmak ve Jandarmayı tamamen kaldırmak istemektedir. AKP’nin zaman içinde kaldırmayı düşündüğü “zorunlu askerlik” ve yerine getirmeyi düşündüğü “ücretli gönüllü askerlik” uygulaması için, Jandarma Teşkilatı’nın kaldırılması ve ilçelerden/illerden çıkartılması gerekmektedir.


Madde-36: Entegre sınır yönetim sisteminin hayata geçirilmesi

Bu da bir üstteki maddeyle bağlantılı bir konudur. Entegre sınır yönetimi ile Asker-Jandarma sınır yönetiminden alınacak, sınırı polis ve kurulacak sivil yapı koruyacaktır. Zaman içinde, sınır güvenliklerinin taşeron firmalara (ağır silahlara ve özel teçhizatlara sahip özel güvenlik şirketlerine/ABD’deki gibi) verilmesinin de önü açılacaktır. AB’nin yıllardır Türkiye’ye direttiği konuların başında gelir bu mesele. Ama bizim komşularımız Finlandiya, Norveç, Almanya değil ki..! Geçtiğimiz on yıl içinde ABD Irak’a girdi, Rusya Gürcistan’ı vurdu, Suriye’de dış etkili iç savaş yaşanıyor, İran şer ülkelerin hedefinde… Daha yakın tarihte Ermenistan, komşusu Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ını işgal etti…


Madde-57: Nüfusunun 3’te ikisi büyükşehir belediyesi sınırlarında yaşayan bir Türkiye

Bu maddeyi aslında 56 ve 58. maddelerle birlikte okumak gerekir. Madde ellialtı “Köylere imar” ve madde ellisekiz “Yeni bir köy kanunu”ndan bahsediyor. Büyükşehir Belediyeleri, federal/eyaletli yapıya geçişin temeli olacak. Bilindiği üzere bu hükümet zamanında büyükşehir belediye kanunu ve il özel idaresi kanunları yenilendi. Büyükşehir belediye sınırı, bazı illerde vilayet sınırına eşdeğer oldu. Nüfusun üçte ikisinin büyükşehirlerde yaşaması için ya köyler boşaltılıp herkes kentlere göçmek zorunda kalacak (ki olanaksız) yada az önce belirttiğim gibi pek çok ilde büyükşehir belediye sınırı, tıpkı İstanbul gibi, vilayet-il sınırıyla bir olacak. Terör örgütü PKK literatüründe Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Baydemir’e “Amed Eyalet Valisi” deniyor, o gözle bakılıyor; yeni sistemde bu terörist Baydemir tüm Diyarbakır’ın başkanı olacak. Daha fazla yetkili belediye başkanları, onları destekleyen bu yapının parçası Kalkınma Ajansları, daha az yetkili valiler ve il özel idareleri.


Madde-60: AB hedefinden şaşmamak

Ekim.2012’de bu AKP Yol Haritası açıklanmıştı. Üstünden daha dört ay geçti, Başbakan Erdoğan “AB’ye girmek zorunda değiliz, vaz geçebiliriz, Şangay Örgütü’ne katılabiliriz” diyor. Zaten bir söylediğini yıkıp başka bir şey söylemezse, Başbakan kendisini huzurlu hissetmiyor, sıfır tutar politikası. Başbakan, AB’den sıkıldıysa ve yeni arayışlar içindeyse, Yol Haritasından bu 60. maddeyi çıkarsın ve AK Parti programını değiştirsin. 


Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi programında AB ile ilgili şunlar yazıyor, ”Türkiye, Avrupa Birliği ile ilişkilerinde taahhütlerini ve üyelik için öteki aday ülkelerin de yerine getirmesini istediği şartları bir an önce sağlayacak…”. Yani AKP, müzakere bile etmeyeceğim, AB ne emrederse, hatta AB üyesi bizimle aynı koşuldaki ülkeler de ne emrederse ben yaparım, diyor. Tayyip Erdoğan yine Millete yalan söylüyor. Avrupa Birliği’nden vaz geçeceği falan yok, aksine emrin başım üstüne diyor, var mı bunun ötesi? Samimiyet, sözle değil icraatla olur. Hadi değiştirsinler parti programlarını?!


Özetle, AKP’nin açıkladığı yol haritasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üniter yapısının yıkılıp federatif-eyaletli yapının kurulacağı, bu eyaletlerden en önemlisinin Kürdistan olacağı ve mevcut cumhurbaşkanlı-başbakanlı sistemin kaldırılıp yerine “Bay Başkan”lı sistemin geleceği madde madde ilan ediliyor. Terör örgütü PKK’nın 30 yıldır her türlü kara propagandayla ve katliamlarla almaya çalıştıklarını bu hükümet terörist Abdullah Öcalanlı (adına İmralı diyorlar) masada vereceğini ilan ediyor. 


SİSTEM’in talepleri bir bir gerçekleşiyor, Türkiye dize getirilmiş ülke konumunda. İsrail, amacına bir adım daha yaklaşıyor, örtülü olarak topraklarını ve hakimiyet alanını genişletiyor. (Sistem: Dünyayı yöneten derin güç. Yani, CFR, Bilderberg, Trilateral ve bunların altında yer alan irili ufaklı örgütler ve bunların yöneticisi olan her milletten gelen ancak milliyet farklılığına önem vermeyen, adeta paraya tapan, İbrani asıllı yapı, şeytanın kralları.)


Ben İsrail’in yerinde olsaydım, İsrail’de seçimden zaferle çıkan partinin lideri olsaydım, hiç vakit kaybetmeden İsrail Devlet Yüksek Övünç Madalyası-Yüksek Hizmet Madalyası/Nişanı… artık adı her neyse en yüksek derecedeki bir madalyayı Tayyip Erdoğan’a ve Abdullah Gül’e verirdim. Dünyanın en itibarlı (ADL’nin verdiği) Yahudi Cesaret Madalyası’nı hak ederek “Işıklandırılan” Tayyip Erdoğan’a, En Yüksek Cesaret Madalyaları verilmelidir. Bundan büyük HİZMET olur mu? BOP’a HİZMET yolunda..!


TEVFiK BiR / 07.Şubat.2013


www.uyaneyturkgidiyoruz.com  “Bu kitabı iyi ki okumuşum” diyeceksiniz.
Kitapyurdu, D&R, Idefix gibi internet kitapevlerinden ve D&R mağazalarından temin edebilirsiniz.

Telif Bilgisi

© 2009-2017 tevfikbir.com , tevfikbir.blogspot.com. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeksizin alıntı yapılamaz.

" Tevfik BİR - www.tevfikbir.com " biçiminde kaynak gösterilerek makalelerden alıntı yapılabilir.