AKP'nin Yarısı BDP mi?
Seçim yarışları kızıştı, partilerin adayları birer birer belli oluyor. Adaylar belli oldukça da adaylar ve partiler arası karşılaştırmalar, yorumlar başlıyor: Şu adayın karşısında bilmem bu aday var, orada bu parti şu partiyle yarışacak...
Ve işte bu kapsamda somut olarak deniyor ki, “AKP güneydoğuda BDP ile yarışacak”. Acaba bu AKP-BDP yarışması hangi temelde olacak? Acaba AKP güneydoğuda “daha çok bölünmek istiyorum” mu diyecek !
Bir parti, “Kürtlük” dışında hiçbir konuda görüş beyan etmeyen bir parti, ekonomik değerlendirmelerini bile (kırk yılda bir olsa da) “Kürt ekonomisi” kapsamında yapan bir parti, ırkçı bölücü bir parti yani BDP ile hangi parti hangi düzlemde yarışabilir? Yarışmak için, onun seviyesine, onun taleplerinin düzlemine inmek gerekmez mi?
Acaba AKP, BDP ile yarışmak için “daha çok bölünmek istiyorum” mu diyecek, dedik. Bu yorum bize pek de uzak görünmesin. Çünkü Tayyip Erdoğan'ın seçtiği, AKP'nin milletvekili adaylarından birisi de Mehmet METİNER oldu. Peki Mehmet Metiner kimdir?
Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde “beynimin yarısı” dediği bir kişidir. Aynı Mehmet Metiner, devletin bölünmez bütünlüğüne aykırı faaliyetlerin odağı olan ve bu kapsamda Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan HADEP'in o dönemki Genel Başkan Yardımcısıdır. Son birkaç senedir televizyonlarda sıkça görünmekte, bu yolla üniter devlete karşı Kürdistan Federasyonunu savunan çizgisini alenen ifade etmektedir. Türk Bayrağı'nın yanında Kürdistan Bayrağı'nı görmenin bir sakıncası olmadığını iddia eder. Ve bu Mehmet Metiner'i Tayyip Erdoğan, milletvekili adayı yapmıştır.
Mehmet Metiner için eski HADEP Genel Başkan Yardımcısıydı dedik, gençler HADEP'in nasıl bir parti olduğunu yada devamını bilmeyebilir, hatırlatmakta yarar var. HADEP'ten sonra DEHAP kuruldu, kapatıldı; sonra DTP kuruldu, kapatıldı; şimdi en son olarak BDP var. Peki BDP kapatılır mı? Son referandumda kabul edilen yeni düzenleme gereği BDP neredeyse hiçbir biçimde kapatılamayacak, bölücü faaliyetlerine parti teşkilatları aracılığıyla devam edebilecektir..!
BDP'li vekiller “Kürdistan istiyoruz”, “özerklik istiyoruz” diyorlar. Hatay'da 7 PKK'lı ölü ele geçirildikten sonra “İntikam” yazan pankartı BDP'liler açabiliyorlar. “Apo önderimizdir” diyebiliyorlar. Kürdistan'a özgürlük verilmezse iç savaşa gideriz, mealinde açıklamalar yapabiliyorlar.
Artık her şeyi açık açık söylüyorlar, yapıyorlar. Neden?
İki nedeni var. Birinci neden, referanduma Evet diyerek toplumumuz, bunca yıkıcı-bölücü harekete karşın yine de partiler kapatılmasın, parti liderleri siyasi yasaklı olmasın istedi, evet diyerek bunu sağladı. Bölücüler için legal ortamlara güvence geldi!
İkinci neden ise, masaya yumruğunu vurup, siz ABD-İsrail uşaklığı yapan bölücülersiniz, teröristsiniz diyebilecek bir iktidarımız yok!
Çünkü iktidar, önümüzdeki 2011 genel seçimlerini kazanıp, “sivil” adı altında yeni bir anayasa çıkartma ve bu anayasa ile Türklüğü, üniter yapıyı Anayasa'dan atma, federasyona geçişe fiilen ve hatta hukuken bir temel oluşturma çabasında. Güneydoğu'daki bölücü taleplere olumlu yanıt verecek bir anayasayı yürürlüğe koyma isteğinde.
Böyle olmasa, bu gidişattan cesaret alınmasa, PKK tutuklusu olarak cezaevinde yatan ve 2007 yılında milletvekili seçilerek cezaevinden çıkan BDP'li Sebahat Tuncel, devletin polisine tokat atabilir miydi???
TEVFiK BiR / 17.04.2011 www.tevfikbir.com