AKP’nin Karalama Taktiği
Oncelikle sunu belirtmek isterim. Bizim AKP olarak okudugumuz ama kendilerinin gunde 40 defa Ak Parti olarak ifade ettikleri parti ve onun yetkilileri, milletvekilleri. Eger gercekten AK olsalar, beyaz olsalar, temiz olsalar Bakanlar Kurulu uyeleri icin bekleyen 40kusur sorusturma izin talebinin onunu acarlar, fezlekelere istinaden sorusturma ve yargilama izni verirler. Demek ki gunde 40defa AK AK AK demekle AK olunmuyor. Gercekten AK olana da ne kadar kara denirse densin, o da kara olmuyor. Farzı mahal, Azrail’in gorevi can almaktir, ruhu bedenden ayirmaktir. Sonucu bizi uzse de, pek hosumuza gitmese de Allah’in emrini gerceklestiren ve gorevini yapan bir Melek’tir o. Yani biz kisinin neyi yaptigindan cok, gorevinin ne olduguna ve gerkcekte gorevini yapip yapmadigina, ve bu gorevinin de mesru ve yasal olup olmadigina bakalim.
Bu feryadimdan sonra, yine kaldigim yerden AKP’nin yalan propagandasini ifsa etmeye devam ediyorum. Bu yazimin konusu ise; Cumhurbaskaninin TBMM’de kabul edilen yasalari ilk seferde tekrar gorusulmek uzere Meclise iade etmesi, AKP’nin inatla Cumhurbaskaninin uyarilarini dinlemeyerek ayni yasayi hicbir degisiklik yapmadan yeniden onaylamasi ve Cumhurbaskaninin onune ikinci sefer gelen yasayi onaylayarak, iptali icin Anayasa Mahkemesi’ne goturmesi hakkinda.
Cumhurbaskani, onune TBMM’ce kabul edilen bir yasa geldiginde, Anayasal olarak iki turlu davranis sansi bulunmaktadir. Bunlardan birincisi, TBMM’ce kabul edilen yasa tasarisini/teklifini “uygun gorurse” onaylamak ve Resmi Gazete’de yayimlanip yasalasmasi icin geregini yapmaktir. Ikincisi ise, “uygun gormedigi” yasa tasarini/teklifini tekrar gorusulmesi icin TBMM’ye iade etmektir; ki bu basinimizda hatali bir soylemle “Cumhurbaskaninin vetosu” olarak adlandirilmaktadir.
Peki “uygun gorurse” ne demektir? Cumhurbaskani cesitli nedenlerle (bu nedenlerin hepsi hukuken ve yasal olarak belirlidir, keyfi hicbir gerekce one suremez; yasal ve hukuksal dayanagi olmayan hicbir nedenden dolayi yasa tasarisini/teklifini TBMM’ye iade edemez) yasa tasarisini/teklifini TBMM’ye iade edebilir. Bu iade ile birlikte de bir gerekce metni de gonderilir. Olmasi gereken, beklenen, Meclisin bu iade gerekcesini dikkate alarak komisyonda gerekli degisikligi yapmasidir. Cumhurbaskaninin iade gerekcesindeki hukuki tespitlerinin geregini yapmaktir. Dogal olarak Meclis, kendisine iade olan tasari/teklifi komisyonlardan tekrar gecirip Mecliste aynen kabul edebilir. Bu TBMM’nin hakkidir. Bu tekrar Cumhurbaskaninin onune gider ve Cumhurbaskani onune gelen bu yasayi onaylamak zorundadir. Resmi Gazetede ilamı yapılır. Artık bu bir yasadır.
AKP hukumeti ile yani 2002 Kasim itibariyle baslayarak gordugumuz manzara ise, Cumhurbaskaninin pek cok yasa tasarisini/teklifini TBMM’ye iade etmesi, aynen kabul edilip gelince de bunu Anayasa Mahkemesi’ne goturerek dava konusu yapmasidir. Peki neden, gercekten de AKP’nin dedigi gibi, Cumhurbaskani CHP’nin memuru gibi mi davramistir, Cumhurbaskani kendisine hos gorunmeyen yasalari hemen Anayasa Mahkemesi’ne goturmustur?
Cumhurbaskaninin ne yazik ki boyle bir luksu daha dogrusu boyle bir yetkisi yoktur. Cumhurbaskani yasa tasarisi/teklifi ilk onune geldiginde bunu onaylamayip TBMM’ye iade ettiginde belirttigi gerekceler ile (hukuki gerekceler ile) Anayasa Mahkemesi’ne basvurmaktadir. Bu hukuki gerekceler, yasalasmasi istenen tasari/teklifin ya Anayasaya, Anayasal normlara aykiri oldugudur ya da yasalasmasi esnasinda TBMM’de ya da komisyonlarda Meclis İc Tuzugune aykiri davranildigidir. TBMM (AKP iktidari) hukuki yapiya ve Anayasaya uygun olmamasina ragmen iade edilen yasayi duzeltmek, uygun hale getirmek yerine aynen kabul edip, isi Cumhurbaskaninin Anayasa Mahkemesine goturmesini saglamak istemektedir, istemektedir ki kendilerine “Cumhurbaskani AKP’ye ve icraatlerine karsi” imaji yaratilabilsin.
Cumhurbaskaninin Anayasa Mahkemesi’nde bir yasa konusunda davaci olabilmesinin sarti, imzaladigi yasanin Anayasaya ve Ic hukuk duzenine uygun olmadigidir. Yalnizca hukuka uygun bulmadigi (gerek yasanin tumunun ya da bazi maddelerinin Anayasaya uygun olmadigi iddiasi, gerek yasanin tumunun ya da bazi maddelerinin Turkiye’nin onayladigi Uluslararasi Sozlesmelere uygun olmadigi iddiasi, gerekse de yasanin komisyonlarda, TBMM’de yani Meclis Ic Tuzugunde yer alan asamalarda gereken sartlarin yerine getirilemediginin tespiti iddiasi dahilinde Cumhurbaskani Anayasa Mahkemesine davaci olabilir.
CUMHURBASKANININ, ONAYLADIGI BIR YASAYI ESASTAN GORUSULMESI ICIN ANAYASA MAHKEMESINE DAVA ACMA HAKKI YOKTUR. TURKIYE CUMHURBASKANLARININ BOYLE BIR HAKKI YOKTUR. CUMHURBASKANI YALNIZCA HUKUKI GEREKCELERLE ANAYASA MAHKEMESINDE DAVA ACABILIR. YANI AKP’NIN IDDIA ETTIGI GIBI, CUMHURBASKANI BIR PARTININ MEMURU GIBI YA DA KENDI IDEOLOJIK GORUSU DOGRULTUSUNDA ANAYASA MAHKEMESI’NDE DAVA ACMAMAKTADIR, ACAMAMAKTADIR.
AKP CUMHURBASKANINI VE ANAYASA MAHKEMESINI HALKA SIKAYET EDIP BUNU BIR IC POLITIK MALZEME HALINE GETIRECEGINE, CIKARDIGI YASALARI VE YASA DEGISIKLIKLERINI HUKUKA VE ANAYASAL DUZENE, ANAYASAYA UYGUN YAPSIN, BOYLELIKLE DE HIC KIMSE ISTESE DE BUNU ANAYASA MAHKEMESINDE DAVA KONUSU YAPAMAZ.
AKP’nin arkasina sigindigi ve kendisini magdur rolune burundurdugu en buyuk icpolitik malzemelerinden biridir, Sayin Sezer’in gelen pek cok yasayi Anayasa Mahkemesi’nde dava konusu yapmasi ve Anayasa Mahkemesi’nin de dava edilen yasayi genellikle Sezer’in iddia ettigi tespitler dogrultusunda iptal etmesi.
Iktidar partisi AKP, ölü dogacak ya da en azindan sakat dogacagi belli yasalar yapacagina ve durmadan provakasyon ve yanlis beyanlarla kurumlari karalayacagina; isini bastan dogru duzgun yapsaydi da yasalar Anayasa Mahkemesi’nde defnedilmeseydi. Ki Cumhurbaskani onune gelen pek cok yasada erken teshiste bulunarak, tedavi edilmesi icin yasayi tekrar Meclis’e sevk etmistir.
Peki burada suclu kim? Halki kandirmak, yaniltmak ve bundan siyasi rant elde etmek icin yalan/yanlis propaganda yapan kim? Bunun yaniti sizlerde var… Insallah bunun yaniti sandikta da gorulecektir…
TEVFiK BiR / 02.Haziran.2007