Kıbrıs ve İstihbarat Operasyonları
Kimse Kibris’ta bizim gibi garantör statüsünde olan, ama gogsunu gere gere actigi askeri uslerle Kibris adasinin bir bolumunu isgal eden Ingiltere’nin durumunu tartismiyor. Ingiliz uslerinin dokunulmaz ve tartisilmaz olmasinin en buyuk sebebi bu uslerin esasinda Amerikan usleri gibi hizmet vermeleri ve Echelon dinleme sisteminin onemli bir parcasi olmalaridir.
Bu sistemi kisaca her turlu iletisim sistemini itina ile dinleyen dev bir elektronik dinleme ve izleme agi olarak aciklayabiliriz. Bugun Kibris’taki Ingiliz uslerinde bulunan yuksek teknolojili sistemlerle Amerika ve Ingiltere hem ada’da ne olup bittigini ayrintisi ile ogrenebilme, hem de Turkiye dahil cevredeki pek cok ulkenin butun iletisim sebekelerini kontrol altina alma imkanina sahiptirler.
Mesela son korfez savasinda Irak’in neden elindeki Scud fuzelerini tam anlami ile kullanamadigi sorusuna verilecek yanit, bu fuzeleri yonlendiren komuta kontrol sistemlerinin Kıbrıs’taki ve Avustralya’daki uslerde bulunan Echelon sistemi yardimi ile bozuldugu ve yine ayni sistem tarafindan yerleri tam olarak belirlenen fuzelerin ve komuta merkezlerinin koordinatlarinin Amerika ucaklarina ileterek bu hedeflerin imha edildigi olacaktir. Kisacasi Kibris’taki usler Amerika ve Ingiltere icin hayati onem tasimaktadir.
Kibris’in Echelon sisteminde bu kadar onem tasimasinin bir sebebi de sahip oldugu ozel konumdur. Echelon sisteminin iy calismasi icin komuta merkezlerinin bulundugu yerlerin uzerindeki iyonosfer tabakasinin belirli ozelliklere sahip olmasi gerekir. Bu ozelliklere sahip dunyada uc yer bulunmaktadir. Kibris, Kuzey Avustralya ve Pasifik Okyanusu’nun bir kisminda bulunan takim adalar. Bu sebepten Kibris’a soguk savas doneminden beri Amerika ve Ingiltere son derece gelismis elektronik sistemler yigmislardir. Soguk savas doneminde Kibris’taki Ingiliz uslerindeki sistemler, butun bir Sovyet iletisimini ve nukleer testleri izleyebilecek yapidaydi.
Ayni donemde U-2 casus ucaklarinin kullandigi en onemli hava usleri de Kibris’ta bulunuyordu. Bugun bile U-2 ucaklarinin cok daha gelismis versiyonlari Kibris’ta Ingiliz uslerinden havalanarak Suriye ve Lubnan’a yonelik operasyonlar yapmaktadir (kesif ve istihbarat ucuslari). Casus ucaklarin halâ bu kadar onemli olmasinin sebebi uydularin, bizlere soylendigi kadar hassas olmamalair ve kotu hava sartlarindan etkilenebilmeleridir. Ama bir casus ucagi yagmur camur dinlemez ve 40.000 feet yukseklikten cam gibi goruntuler cekebilir. Bu ucaklar istihbarat toplama disinda elektronik saldirilarda da kullanilabilir.
Iste Kibris adasindaki Ingiliz uslerinin Amerkia icin onemi boylesine buyuk oldugu icin Avrupa Birligi ne kadar cabalarsa cabalasin bu uslerden Ingiltere’yi cikaramaz..! Ama Ada’daki Turklerin guvenligi icin kurulmasi istenen bir Turk ussunun lafinin bile edilmesini istemezler.
Kibris adasi elektronik istihbarat disinda klasik operasyonlar icinde bulunamaz bir nimettir. Kibris Baris Harekât’indan sonra Sovyetler ile Kibris Rumlari arasindaki iliski giderek gelismis, Turkleri Ada’dan cikaramadiklari icin batiya kizgin Rumlarin bu zaafiyetlerinden Sovyetler cok faydalanmistir. 1976’dan sonra basta KGB olmak uzere Polonya, Cek ve Bulgar istihbarati Guney Kibris’a yerlesti. Buna o donemlerde Suriye ve Kibris Rum kesimi arasinda devamli mekik dokuyan 250 Kuba ajanini da eklersek bolgedeki dogu blogu ajanlarinin sayisi bini geciyordu. Tabi bu resmi ajanlar beraberlerinde beslemeleri olan onlarca teror orgutunu de adaya soktular ve kisa surede Guney Kibris uluslararasi terorizmin onemli uslerinden biri haline geldi.
Bu donemde ozellikle Suriye istihbarati ile Rum kesimi oldukca saglam iliskiler kurdular. 1970’lerin sonundaGüney Kibris; Yunan, Rum, Ermeni, Kurt ve Turk asilli militan gruplar icin son derece rahat ve elverisli bir us haline geldi. Kubali, Libyali ve Yunanli subaylarin yonetiminde acilan askeri egitim kamplari da uluslararasi terorizm icin bulunmaz egitim kurumlari olmustu. O donemde Kibris Rum kesiminde cesitli fraksiyonlara ait 30 kadar teror kampi bulunmaktaydi.
Guney Kibris ayni zamanda silah kacakcilari icin de bir cennetti. Basta PKK ve Asala olmak uzere dogu blogundan alinan silahlar yillar boyunca Kibris uzerinden orta doguya aktarildi. Bu silah ticareti Israil’i bile o kadar rahatsiz etmisti ki Israil komandolari sik sik Yunan ve Rum kesimi bandrali gemilere operasyonlar duzenledi ve binlerce ton silaha el koydu ama Rum kesiminden kaynaklanan silah sevkiyatlari durmak bilmiyordu.
1983 yilinda Yunan ve Kibris Rumlari’nin faaliyetleri oldukca artmisti. Bolgedeki MiT birimleri aldiklari istihbaratlarda Yunan ve Rum ajanlarinin 12 Eylul askeri darbesinden sonra Avrupa’ya kacan bazi azili teroristlerle irtibata gectiklerini vce 50 kadarinin bu ajanlarla Turkiye’ye karsi ortak mucadele konusunda anlastiklari bilgisini aldilar. Tabi ki bu o zamanlar edinilen istihbaratlardan sadece birisi idi.
Sonra ki yillarda bu is birligi en ust duzeye cikti. 1990 senesinde Guney Kibris’taki « Stavrovouni » ve « Mahera » askeri kamplarinda son derece iyi bir sekilde egitilen 135 PKK teroristi Lubnan ve Suriye uzerinden Turkiye’ye sizdirildilar ve onlarca kanli olaya imza attilar. Bu teror kamplarinda PKK teroristlerinin yani sira Ermeni militanlar ve PKK ile beraber savasmak isteyen Rum gencleri de egitiliyordu (Turk daglarinda olu olarak ele gecmis cok sayida Rum ve Yunan vatandais vardir. Ama « Avrupali dostlarimiz « kizmasin diye soylenmez… !)
Mehmetcigin ve masum insanlarimizin kanina girmek icin ozel olarak Kibris Rum Kesimindeki kamplarda yetistirilen bu teroristler Yunan ve Rum istihbaratlari tarafindan genelde Suriye, Lubnan ve Irak uzerinden Turkiye’ye sizdirilirdi. Bu terorist adaylari arasidan yetenekli olanlar Yunanistan’da ki Lavrion kampina gonderilir ve oradan da Yunan istihbaratinin kendi okullarinda ajanlik egitimi alirlardi. Turkce, Kurtce ve Arapca’yi iyi konusabilen ve genelde iyi egitimli militanlar arasindan secilen bu ajanlar daha sonra Yunanistan’i gezgin (turist) olarak ziyaret eden Arap gezginlerden calinan pasaportlarla Turkiye’ye sokulurdu. Bu ajanlardan bir kismi askerlik caglarinda olduklari icin Turk ordusuna sizmaya calismislar ama tamami da bir sure sonra yakayi ele vermisleridir. Kendi milletine uc kurus para icin ihanet eden bu hainlerin pek cogu sacma sapan aflar ile ne yazik ki saliverildiler.
Kibris Rumlari’nin ve Yunanlilarin isledikleri melanetler bu kadar degildir. Ama simdilik verebildigimiz bu ornekler bile Kibris’in elimizden cikmasina karsi olmamizin yalnizca ici bos bir milliyetcilik duygusundan degil, ulkemizin ve hepimizin guvenligi hakkinda duyulan endiseden kaynaklandigini yeterince anlatiyor umarim.
TEVFiK BiR / 24.Haziran.2005