7 Ocak 2011 Cuma

Tansu Çiller Cumhurbaşkanı mı Yapılacak?

 
Tansu Çiller Cumhurbaşkanı mı Yapılacak?


Türkiye'yi yöneten gizli krallardan biri olduğuna inandığım “Fetullah Gülen” ilginç bir kişiliktir. Kişiliğiyle paralel enteresan rüyalar görür, bunlardan bazılarını kitaplarında ve videolarında takipçileriyle paylaşmıştır, paylaşır, bu rüyaları tekrar tekrar anlatmaktan da hoşlanır.

Bir de Fetullah Gülen'i rüyalarında gören, Amerika'ya iner inmez gidip elini öpen takipçileri vardır. Bazen aklıma gelir, Tayyip Erdoğan futboldan kopmasaydı bugün bir Hakan Şükür olur muydu ve Hakan Şükür de bugün bir Tayyip Erdoğan! Biz konumuz dönelim.

İşte ben de Fetullah Gülen'inkiler kadar olmasa da ilginç bir rüya gördüm geçen gece. Rüya bu ya, Tansu Çiller Türkiye'nin halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştu. Rüyamı paylaşayım biraz sizlerle.

“Kadın'a Şiddete Hayır!” propagandasının arttığı bu günlerde, Türkiye'nin bu kötü imajını düzeltmeye de adeta bir katkı olarak düşünülmüş, Tansu Çiller'in cumhurbaşkanlığı.

Türkiye'yi birleştirip bütünleştireceğine inanılmış. Terörün ve terör örgütünün devletle yarışır hale geldiği bu dönemde, zamanında teröre büyük darbeler vurduğu söylenen birinin cumhurbaşkanı olması çok önemliymiş.

Askerin de onay vereceği bir isimmiş. Eşi türbanlı, pardon, kendisi bile türbanlı değilmiş.

Bu gibi nedenlerle cumhurbaşkanı seçilmişti rüyamda. Rüya bu, kimi zaman saçma olur kimi zaman gerçekçi. Acaba bu hangisi?


Uyanınca

Uyanınca düşündüm, olabilir mi acaba diye.

Bir e-posta furyası marifetiyle yıllardır gördük durduk, döne döne eşimizden dostumuzdan bu e-postalar gelip durdu. Özetle “Abdullah Gül ve eşi Çankaya Köşkü'ne taşınmadılar, Dışişleri Konutu'nu boşaltmıyorlar, Dışişleri Bakanı kendi konutuna geçemiyor bu nedenle senelik 1 milyon TL'lik konut Dışişleri Bakanı'na kiralandı” diye.

Kira rakamı senelik 1 milyon TL değil, yaklaşık 650.000 TL. Ama e-postadaki bilgi doğruydu. Bay ve Bayan Gül Çankaya Köşkü'ne resmi olarak ve fiili olarak taşınmadılar. Buna neden olarak da “Hayrunnisa Gül konuta geçmek istemedi” dendi, bir kapris olarak lanse edildi.

Aslında bu haber, bir örtüydü. O konuta “türbanlı” bir başbayanın (fist lady) çıkması “asker” tarafından istenmemişti! Mantık doğru yada yanlış, asker, Atatürk'ün evine türbanlı başbayan sokmamıştır, anayasal olarak da bunu kendisi açısından haklı bulmuştur.

Yazar Yalçın Küçük'ün açıkladığı bilgiler doğrultusunda, Tayyip Erdoğan'ın köşke çıkamadığı ve yolun ister istemez Abdullah Gül'e açıldığı biliniyor. Ancak cumhurbaşkanı ve başbayan olmalarına karşın Abdullah ve Hayrunnisa Gül'ün Çankaya Köşkü'ne taşınmamalarının nedeni bu açıkladığım durumdur. Pazarlıklar, salvolar ve nihayetinde asgari müştereklerde buluşma yaşanmıştır asker ve hükümet arasında, cumhurbaşkanı seçimleri öncesinde. 2007 yılını hatırlayalım. Aklımızın bir köşesinde de daima Yaşar Büyükanıt-Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe gizli görüşmesi ve ölene kadar saklanacak sırlarının olduğu açıklaması bulunsun, unutmayalım!

Aslında Tayyip Erdoğan ve AKP, hem üniter devleti hafifletmek, federalizme bir adım daha yaklaşmak hem de askerin cumhurbaşkanı seçimindeki ağırlığını/etkisini yok etmek adına yıllar önce planladığı “halkın seçeceği cumhurbaşkanı” modelini getirmiştir. Yada bu model Türkiye'ye dayatılmıştır.

Yine de askerin perde arkasında bu konudaki etkinliği sıfırlanmış olur mu, bilemiyoruz.


Gül'den Sonra Köşke “Kim Çıksın”

Gelelim rüyama. Tansu Çiller, rüyamdaki gibi cumhurbaşkanı olabilir mi? Abdullah Gül'den sonra kim Cumhurbaşkanı olacak?

Tayyip Erdoğan, eğer 2011 genel seçimlerden büyük bir başarıyla çıkmazsa ve AKP, Türkiye'yi bölünmeye götüren bu “geniş” ve küreselci/yapay/şov odaklı devlet yönetiminden vaz geçmezse, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olamaz. Cumhurbaşkanı adayı bile olamayabilir.

Zaten yazar Yalçın Küçük'ün “Tayyip Erdoğan üniversite mezunu değildir” iddiaları yıllardır resmen ve net biçimde yalanlanamadı. Ayrıca yine Yalçın Küçük, Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanı olmasına engel rahatsızlık teşkil eden “Epilepsi/Sara” hastası olduğu iddiasını sürdürmektedir.

Abdullah Gül yeniden cumhurbaşkanlığına adaylığını koymazsa yada bunda anayasal bir sorun çıkarsa, demin açıkladığım nedenlerle Tayyip Erdoğan da cumhurbaşkanı adayı olamazsa, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığı için kimi aday gösterebilir? Malum, Türkiye'de bir süredir cumhurbaşkanı adayları, adaylıklarını açıklamıyor, başbakanlar cumhurbaşkanı adayını tayin ediyor!

Elimizde, Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olarak atayabileceği/seçebileceği adaylar bellidir: Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Bülent Arınç.

ABD'li diplomatlar Bülent Arınç'a, Vikileaks belgelerinde açıklanan ABD resmi diplomatik kayıtlarına göre, Tayyip Erdoğan'ın “Attack dog”u diyorlar. Biz, bunu kibarca “kötü polis” olarak Türkçeleştiriyoruz.

Bülent Arınç'ın, TSK, yargı ve üniversiteler dahil kavga etmediği, hakaret etmediği ve basın önünde tartışamaya girmediği kurum neredeyse yoktur. Siyasi üslubu düşüktür.

Bu kadar agresif, kavgacı, devlet kurumlarını basın önünde yıpratmaya hevesli ve TSK'nın asla sindiremeyeceği bir kişinin, Bülent Arınç'ın, cumhurbaşkanı adayı olma olasılığı, günümüz Türkiye gerçekleri kapsamında neredeyse sıfırdır. Cumhurbaşkanı olabilecek, tarafsız, birleştirici vb. niteliklere sahip değildir.

Cemil Çiçek, Milli Eğitim Bakanlığı görevini yürüttüğü dönemde, bakanlık teşkilatı içinde müthiş bir kadrolaşmaya ve özellikle Fetullahçı kadrolaşmaya gittiği ile ilgili pek çok iddia dillendirilmişti. ANAP'tan AKP'ye gelen ancak genel görünümü itibariyle cemaat içerisinde saf tutan bir kişidir. Bunca iddia varken, Cemil Çiçek için asker olumlu kanaat bildirmeyecektir.

Son aday adayımız Mehmet Ali Şahin'dir. Mehmet Ali Şahin, Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa cemaatine yakın durmuş, sempati beslemiş bir isimdir. Şimdi de bu sempatisi ve manevi yakınlığı sürmekte midir, bilmiyoruz. Bugün TBMM Başkanı'dır.

Tarihte pek çok Sabetayist TBMM Başkanı'mız olmuştur. Nakşibendi tarikatına sempati besleyen bir TBMM Başkanı ise, belki bir ilktir.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başbakan yardımcılığı görevine getirdiği kişilere bakarsak, bunlardan Abdullah Gül cumhurbaşkanı olmuştur. Abdüllatif Şener, AKP'den istifa edip, bir kısım çarpıcı gerçekleri açıklayıp parti kurmuştur. Peki Mehmet Ali Şahin ne olacaktır, bilemiyoruz.

Tayyip Erdoğan'ın beyanatlarının aksine, kulislerde konuşulduğu gibi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile arasında gizli bir rekabet ve soğukluk var ise, siyasi olarak Abdullah Gül yeniden cumhurbaşkanı adayı olamaz demektir.

Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığı için elindeki tek seçenek (asker Tayyip Erdoğan için olumlu ve ılımlı davranmazsa ve yazar Yalçın Küçük'ün iddialarının gerçekliği resmi olarak doğrulanırsa) Mehmet Ali Şahin kalmaktadır.


Tansu Çiller'in Sicili

Terör örgütü bugün, AKP'nin aciz devlet yönetimi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti'ne açıkça ve TBMM'deki bağlantılı milletvekilleri aracılığıyla ve Türkiye'nin iki bölgesindeki pek çok ilde meydan okumaktadır ve örgüt kendisini bölgede devletleştirmeye çalışmaktadır.


Tansu Çiller'in annesinin çıkınından para çıkması vakasını yada “hizmetçisinin malikanesi” vakasını hatırlayanların pek fazla olduğunu sanmıyorum. Halkımız kara gerçekleri unutmayı sever. Unutan kadar unutturanlarda da kabahat olduğu kesindir.

Uğur Dündar yaklaşık 6 ayda bir Star Ana Haber Bülteni'nde, Tansu Çiller'in kendisini öldürtmek için mafyaya talimat verdiğini (Uğur Dündar'ın yolsuzluk araştırmaları nedeniyle, bu araştırmaların ucunun Tansu Çiller'e dokunabilme riski nedeniyle), talimatı alan mafyöz kişinin ise “Uğur Dündar dürüst iyi biri, onu öldüremem” dediğini söyler durur. Bu ayrıca ARENA programında da haber olarak seyirciye sunulmuştu.

Bu iddia sürekli milyonlar karşısında söylenebiliyorsa ve buna karşı herhangi bir tekzip yayınlanmamışsa, iddia artık doğru kabul edilmelidir.

Aslında Tansu Çiller böyle bir isimdir, Uğur Dündar'ın açıkça zikredebildiği ve sürekli tekrarladığı bu iddiasıyla.

Tansu Çiller'in hanımefendi ve “kadın” imajının ardında, milyonların sevdiği, dürüst bir ismi (milyonların sevmesi de gerekmez, yalnızca “insan” olması ve Allah inancı ve korkusu bile böyle bir işe mani olmalıdır) öldürtebilecek düzeyde gaddarlık yattığını görüyoruz.

Devletin arşivindeki bilgilerle bile Tansu Çiller dönemi, talimatları, bizzat kendisinin bilgisi yada direkt talimatları doğrultusunda gerçekleştirilen açık ve örtülü faaliyetler incelense, sanırım Ergenekon adını 1 ay sonra kimse hatırlamaz olacaktır!

Peki Ergenekon diye yanıp tutuşan, bu konuda yüzlerce açıklama yapan Başbakan Tayyip Erdoğan neden Tansu Çiller dönemine ilişkin “derinlemesine araştırma” talimatı vermemektedir. Madem mafya ve çetelerin kökü kazınacak, madem demokratik bir devlet olacağız, neden Tansu Çiller dönemi devlet arşivleri temel alınarak kovuşturulmamaktadır, soruşturulmamaktadır?

Tansu Çiller – CIA bağlantıları da pek çok araştırmacı yazar tarafından ciddi boyutta iddia edildi, anlatıldı yazıldı.

Halkımız bunu da bilmez, bilemez. İnsanlar her şeyi bilemez, takip edemez. Hele ki bu yoksul dönemde. Toplumumuz bugün genel olarak, Tansu Çiller'in döneminde PKK'nın ağır darbe aldığı söylemini hatırlar, bunu bilir bunu söyler. ABD Tansu Çiller'i, Sistem Tansu Çiller'i sever.

Bu, Tansu Çiller açısından büyük bir kazançtır aslında. İçinde bulunduğumuz bölünme ortamında Tansu Çiller bütünleştirici, birleştirici bir isim olarak sunulabilir. Bu isme, TSK'nın karşı çıkacağını da sanmıyorum. Eldekilerin en iyisi olarak görülebilir. Ayrıca ABD'nin de sevdiği bir isimdir.

ABD'nin Irak işgalinde, ABD tarafında büyük görevlerde bulunan bir isimdi Condoleezza Rice, kadındı. Savaşın öncül aktörlerindendi. Görünenden daha fazlasıydı. ABD'nin eski dışişleri bakanlarından Madeleine Albright da ABD açısından efsane bir isimdi, kadındı, Altın Kızlar dizisinden fırlamış gibiydi. Bugün bu yaşında, Füze Savunma Kalkanı Projesinin yönetmenlerindendir.

Acaba, yakın gelecekte ABD İran'ı vururken, Tansu Çiller Türkiye'nin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olacak mıdır?

Bugün artık Demokrat Parti'de (DP) her gün Tansu Çiller'in adı zikredilmektedir. Hüsamettin Cindoruk'a ve büyük olasılıkla Demirel'e karşın! Hiç önemli değil. Onu genel başkanlık koltuğu açmaz artık, rüyamda kendisini cumhurbaşkanı olarak gördüm çünkü.

Bir rüyadan çıktık nerelere geldik. E Tansu Çiller bir profesörlükten başbakanlığa atanmıştı pardon seçilmişti. Biz de bir rüyadan cumhurbaşkanlığına uzandık, çok mu?!


TEVFiK BiR / 07.01.2011

Telif Bilgisi

© 2009-2017 tevfikbir.com , tevfikbir.blogspot.com. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeksizin alıntı yapılamaz.

" Tevfik BİR - www.tevfikbir.com " biçiminde kaynak gösterilerek makalelerden alıntı yapılabilir.