23 Şubat 2014 Pazar

Bölünmeye Doğru Geri Sayım


Bölünmeye Doğru Geri Sayım

1999 yılında APO yakalanmış, terör örgütü PKK çözülme sürecine sokulmuştu.

2000 (22 şehit), 2001 (0 şehit) ve 2002 (6 şehit) yıllarında terör faaliyetleri neredeyse bitmiş ve örgüt çözülmüştü. Bu yıllar huzur dolu "PKK bitti" dönemiydi.

Kasım.2002'de AKP hükümeti kuruldu. Bu AKP dönemiyle birlikte terör örgütü PKK toparlanmaya ve tekrar eski gücüne kavuşmaya başladı. Bölgede devletin yerine ondan daha güçlü ve söz geçiren bir “fiili güç ve egemenlik merkezi” oluşmaya başladı. Topyekûn Başbakan, AKP'li bakan ve yöneticileri bu projenin parçalarını oluşturdular. Bülent Arınç TBMM Başkanı iken, Leyla Zana ve şürekası bölücülere TBMM'de "onurlarına" yemek verecekti! İlerleyen yıllarda Habur rezaletini gördük, tüylerimiz diken dikendi, Habur milattır. Bu bölücü ve yıkıcı süreç Kasım.2002'den bugüne, adım adım, 12 yıldır devam ediyor.

Sonrasında ve bugün, APO fikri özgürlüğüne kavuşmuştur, "50.000 kişinin kanı döküldü, 500.000 kişinin daha dökülmesin" demektedir, 76.000.000'luk Türk Milletini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni alenen cezaevinden tehdit edebilmektedir..! Tayyip Erdoğan iktidarının izniyle, BDP'liler APO'yla istedikleri zaman görüşmektedir ve fikirlerini bölücülere ve Kandil'e taşımaktadır. Kuzey Irak'ın (Irak'ta kurulan kürdistan Özerk Bölgesinin) lideri bölücü Mesut Barzani Diyarbakır'da Tayyip Erdoğan'la sahne almıştır.

Tayyip Erdoğan ve partilileri ise büyük bir yalancılık oyunu sergilemektedir. Batıda, batılı illerde AKP seçim minibüsleri “Tek Bayrak, Tek Devlet...” diye Tayyip Erdoğan'ın sesinden konuşmaları bangır bangır verirken, aşırdıkları Türkçü Dombıra parçasını çalarken, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerindeki kimi illerde AKP kürtçe anonslar yapmakta, kürtçe afişleri reklam panolarında yer almaktadır. AKP, Türkiye'ye karşı bölücü siyaset uygulamaktadır.

Tüm bunlarla birlikte, son 2 aydır da bebek katili APO, Türk milletinin hayatına sokulmaya başladı, operasyon başladı. APO, beynimizde 1999 yılındaki yakalanma görüntüleriyle (Türk Bayrağı önünde korkak, sinmiş ve salak yüz ifadesiyle) anımsanırken, 2014 yılında çekilmiş fotoğraflarını gördük yani "güncel APO'yu gördük". Saçları beyazlamış, kilo almış diye uzun uzun anlattılar bize şeytanı. Fotoğraflardan birinde "neşesi" dikkat çekiyordu, gülüyordu şeytan. Kim olsa gülerdi milletin bu haline, ülkenin bu durumuna.

Ardından herifin sesini dahi hatırlamazken sesini hatırlattılar bize, APO'nun yakalandığı dönemde “korku halinde” ettiği binbir yalanı dinletmeye başladılar. Bunun bize katkısı ne? APO o dönem ne demişse demiş, bugün ne diyor ne yapıyor biz ona bakmalıyız. “Aaa bak APO Türkiye için hizmet edeceğim, Türkiye'yi büyütelim diyor, aslında o da bizden, o da kullanılmış” algısı yaratılmaya çalışılıyor. Bir kesım, “terörist başı bebek katili APO” değil buna “İmralı” derken, diğer bir kısım ise onu normalleştirmeye çalışıyor!

Karşınızda 35.000 insanın katili ve dış devletlerin maşası vatan haini terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan var. Kaçırdıkları askerlere, subaylara, öğretmenlere işkence yapan, binlerce askerimizi ve şehirlerde patlattığı bombalarla sivillerimizi şehit eden, uyuşturucu silah tütün gibi her şeyin kaçakçılığını yapan ve devleti her açıdan milyarlarca zarar uğratan bir terör örgütü PKK ve APO var. Aslında sorgu yayınıyla APO'nun unuttuğumuz sesini de hatırlattılar bize. Terörist başı 1999'da yakalandı, aradan 15 yıl geçti ama bize sesini de görüntülerini de “2 ay içinde” sanki ortak hareket edermişcesine hatırlattılar. İlginç!

Artık fikri olarak özgürleşen APO'nun fiilen özgürleşmesi dönemi getiriliyor. 01.Nisan.2014 (o günlerde) BDP'li belediyeler, fiilen ve direnişle Kürdistan'ı ilan edeceklerdir. Cumhuriyetin ilanındaki Kürt isyanları gibi bir topyekûn silahlı kalkışma yaşanması olasıdır. Yugoslavya, Lübnan, Suriye ve Ukrayna gibi örnekler var, uluslararası SİSTEM operasyonlarıyla dağıtılan ülkeler. Bu bölücü ve yıkıcı sürece millî tepkiyle karşı konulmazsa, APO cezaevinden (herhangi bir bahaneyle/hastalık olabilir) çıkarılacak, Türkiye federal düzene sokulacaktır.

Anadolu'yu Türkleştiren Alparslan ve anadoluda devletleşen Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasına ihanetle, Türkiye, tekrar beylikler dönemine dönecek midir?

Ukrayna'da yaşananları ibretle izleyelim, orada aslında neler dönüyor görelim, ki bunları Milli İrade Birliği'nden (MİB) sayın Banu Avar ve diğer MİB yazarları bilgi dolu ve etkileyici kalemleriyle bizlere anlattılar. Bir ilave yapalım. Ukrayna'nın doğusu (Rusya yanlısı denilen bölge) Ortodoks, batısı (AB yanlısı denilen bölge) Katoliktir ve Ukrayna'da mezhep farklılığı da yıllar yılı körüklenmiştir, Ukrayna'nın olası parçalanmasında bu unsur da denkleme katılacaktır. İşte tıpkı bugün federalleşmeye ve belki de bölünmeye doğru giden Ukrayna gibi olmayalım, uyarıyoruz!

Bu bir düzen. Önce “millî”lik gider, ulusal değerler yani sizi siz yapan özellikleriniz silinir, üniterlik gider federalleşirsiniz, tüm dünya ülkeleri bu doğrultda yapılandırılır. Bu, tıpkı bir estetik ameliyat gibidir; tek tip burun, hafif çıkıntılı elmacık kemikler, silikonlu dolgun dudaklar... Holivud (Hollywood) yıldızı kadınlar gibi olursunuz, hepizin yüzü aslında birbirinizin aynısıdır, belki bir süre güzel bile görünebilir ama sahtedir. O dudaklar yamulur, silikonlar patlar, burun çöker... Son olarak da paramparça edilecek, şehir devletleşecek ve şirketlerin milletleri yönettiği YENİ DÜNYA DÜZENİNE doğru yol alınır...

Bunlar yaşanmasın diye dua da edelim, feysbuk'ta tıvitır'da yorumlar da yazalım, hoşumuza giden bizi güldürürken düşündüren karikatürler de paylaşalım, haberleri izlerken söylenelim saydılarım, evet, ama gelin artık bizler sanaldan çıkıp fiilen gözlerimizin içine bakarak gönüllerimizi ortaya koyarak birlikte hareket edelim, parti/sandık/çıkar dışı bir oluşum olan ve her cenahtan vatanseverlerin buluşacağı Milli İrade Birliği'nde birlik olalım, bölünüp parçalanmaya hep birlikte DUR diyelim!

TEVFiK BiR / 23 Şubat 2014

Telif Bilgisi

© 2009-2017 tevfikbir.com , tevfikbir.blogspot.com. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeksizin alıntı yapılamaz.

" Tevfik BİR - www.tevfikbir.com " biçiminde kaynak gösterilerek makalelerden alıntı yapılabilir.